Hürriyet’ten Ahmet Hakan bu sabah “Solunda Ahmet Türk, Sağında Meral Akşener Olan CHP’li Bir Aday” başlıklı bir yazı yazmış. İçi boş yine; Akşener kabul eder miymiş bunu, peki ya Ahmet Türk, diğer hayırcılar? Diyor ki “Akışına bırakın, sabredin, zorlamayın, kendiliğindenliğe izin verin… Daha iki yıl var.” Kafası karışık. Ya hayırcıların adayı erken açıklanır ve iktidar tarafından parça pinçik edilirse? Ya geç açıklanır ve kampanya yapılacak zaman kalmazsa?
İki hafta önce dediğim gibi, bence ortayolcu Ahmet Hakan kendisi aday olmalıdır. Seçim ya da referandum süreçlerinde görünürleşen bir sandık cini (Sihirli lamba yerine sihirli sandık düşünün. Sandık ortaya çıkınca orada bitiveren cindir “sandık cini”.) olan Baykal’ı övmüş köşesinin bir bölümünde. Ahmet’in yardımcılarından biri belli oldu yani.
AKP’de milyonlar harcanan risk uzmanları ve stratejistlerin göremediği bir riski yakalamış, parlamenter sistemde her koşulda iktidar olabilen AKP’nin başkanlık sisteminde iktidar olabilmek için %50’yi geçmesi gerektiği tespitini koymuş. Yazıyı okuyan AKP’liler Genel Merkez’de toplu halde “Biz bunu nasıl düşünemedik?” deyip ağlıyorlarmış şu anda.
Köşesinin sonunda Erdoğan’ın “Acırsanız acınacak hale düşersiniz.” sözleriyle “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” hadisini karşılaştırıp çelişkiyi vurgulamış. Biliyorsunuz farklı modları var Ahmet Hakan’ın; hafif muhalif, ortaya karışık, aşırı yandaş… Her gün farklı.
Bugün hafif muhalif gördüm seni Ahmet, yarın geçer…