Abdülkadir Selvi’yi bilirsiniz. Üniversitelerin gazetecilik bölümlerinde, köşe yazarlığı dersi olursa mutlaka örnek olarak okutulması lazım kişilik. Dalga geçtiğimi sanmayın, ciddiyim.
Söz konusu yandaş medyacılıksa, bu medyaya yakışan en iyi yazıları kaleme alıyor Selvi. Mevcut siyasi verilerin iktidar lehine manipülasyonu mu? En iyisini Selvi yapar. Veri ya da dayanak olmadan ispatlanan iddialar mı? Selvi, bu işin profesörü. Üst düzey yetkilerden alınan bilgiler, siyaset kulislerindeki dedikodular… Medya iktidar yalakalığı demekse, Selvi medyanın cisimleşmiş hali.
Bugün köşesinde, “üst düzey bir yetkilinin terörle mücadelede yeni yöntemleri”ne yer vermiş. Noktasına dokunmadan, yoruma ihtiyaç hissetmeden. İran sınırına duvar, Dersim-Elazığ yoluna kamera, silahlı drone’lar, İHA’lar…
E yorumlamayacaksan, neden köşenin tamamında yer verdin? Bir anlamı var kuşkusuz. Bakın böyle yapacağız der gibi…
İki fotoğraf var aklımda Selvi’ye ilişkin. İkisi de aynı poz. Birisi RTE ve AKP’li bakanlarla yakın dönemde çekilmiş bir fotoğraf. Bir diğeri de onların sevmediği Gülen’in yanında, uzak dönemde çekilmiş bir fotoğraf.
Her döneme, her iktidara uygun gazeteciliği ile Selvi, onların dili, onların sözcüsü, onların kalemi…