Ege Denizi’nde, Midilli adası açıklarında meydana gelen bir deprem hissedildiği yerlerde korkuya yol açtı, 17 Ağustos’tan sonra beklenen bir kez daha gündeme girdi.
Asıl söylemek istediğim bu değil ancak. Çünkü, depremin olduğu günün akşamı RTE’nin Tarabya Köşkü’nde verdiği iftar, depremden daha çok yer aldı onların medyasında. Çünkü bir yandan, 17 Ağustos’un ertesinde beklenen olası Büyük İstanbul Depremi’ne bir önlem olarak, toplanma alanı olarak ayrılan bir çok boş arazinin yerinde şimdi AVM’ler ya da rezidanslar yükseliyor ve elbette bunu haber yapmak işlerine gelmiyor. Diğer yandan da, genişçe yer vermelerine rağmen, bu davetin önceki dönemlerdeki benzerlerine göre oldukça silik geçmesi.
Davete katılanların isimlerine baktığımda, hemem herkesin bildiği isimleri görüyoruz, ama bu ziyafetin sönük geçmesinin sebebi ne o halde? Hatırlayalım, çözüm süreci döneminde bir ya da iki sanatçının bile böylesi bir davete katılması başlı başına olay oluyordu. Hatta bazı isimlerin katılıp katılmayacağı üzerinden dönen polemikler gündemden düşmüyordu. Şimdi değişen ne?
Aslında Fırat Kalkanı ile başlayan bir dizi dış politika başarısızlığı, sanırım şimdi de Katar krizinde kendisini gösteriyor. Her türlü manevraya rağmen, ABD’nin bu sorunu çözmek için oluşturduğu masada yer bulamayan RTE, anlaşılan ümidi büyük abisinden kesmiş, kendi masasını kurmuş: İftar masası!
E, RTE bu, iftarlık ağzını açmış, hazır sanatçılar gelmişken onlara AKM’nin geleceğinden de söz edivermiş. Depremden AKM’de etkilenmiş de artık onun yerine daha kullanışlı bir bina yapmak gerekiyormuş.
Yıllar boyunca istediklerini adım adım elde eden RTE, Taksim’e camii de inşa ettikten sonra AKM’ye dönmüş yüzünü. Bu davete icap eden yandaş medya patronlarına da, bu açıklamaları sorgusuz sualsiz manşetlerine taşımak kalmış.
Deprem için habere değil önleme ihtiyaç var. Şimdi fazladan deprem haberleri görürseniz şaşırmayın. Hepsi başta AKM olmak üzere kentsel dönüşüm bahanesiyle yıkımları artırmak için birer bahane.