Zorunlu olarak askerlik yaptırılan gençlerin tutuldukları kışlada yedikleri yemekten zehirlenmeleri haberlerini duymuşsunuzdur. “Vatanı koruma” diyerek evlerinden koparılan ve askere çağrılan binlerce gencin düşürüldüğü durum ibretlik.
Zaten bu “askerler”, çıkarılan savaşlarda piyon olarak kullanılıyor, yaşamları değersizleştiriliyor. Şimdi ortaya çıkan ve yakın zamanlarda faklı farklı kışlalarda da yaşanan zehirlenme olayı, devletin ve ordunun, insan yaşamını kendisine hizmet edenler için bile yok saydığının açık bir kanıtı.
İşte bu duygularla karıştırdığım bugünkü gazete manşetlerinde bu olaya nasıl yer verilmiş diye baktım bu sabah. Sabah gazetesi, neredeyse ana sayfasının tamamını kaplayan iki ayrı manşetiyle askerlerle ilgili haber yapmış, ama bu askerler zehirlenen askerler değil.
Manşet haberlerinden birinde “Vatandan aziz yar yoktur” başlığıyla, Kato dağında düşürülen helikopterde bulunan Tümgeneralin ailesi ile yapılan bir röportaj yer alıyor. Diğerinde ise, RTE’nin Çukurca’da ölen Yüzbaşı için katıldığı anma töreni haberi “Millet sana minnettar” başlığıyla veriliyor.
Sabah gazetesinin, haberlerin detaylarını okumadan bile yalnızca kullandığı başlıklarla nasıl bir algı oynamasında bulunduğunu anlamak mümkün. Gazeteye göre, bir tümgeneral ya da bir yüzbaşı “bile” ölebiliyorsa, sıradan acemi erlerin zehirlenmeleri de bir şey mi! Onların haber değeri bile yok. Üstelik sorumluların ortaya çıkmasına yönelik bir çağrısı da yok Sabah’ın ve diğer yandaş medyanın. Çünkü mutlaka bir bağlantıları çıkacaktır kışlalara yemek sağlayan şirketle.
Yemeklerin askerleri zehirlemesinden daha tehlikelisi, yandaş medyanın bu haberleriyle herkesi zehirlemeye çalışması. Bunun panzehiri sende, seninmedyan’da!