1992’de Bosna Savaşı sırasında doğan Arian Kurbasic otelini savaşın izlerini insanlara göstermek için tasarladı.
Arian Kurbasic otele gelenleri kapıda beklerken kurşun geçirmez yelekle karşılıyor.
Otelde müşteriler topluca kaldıkları yatakhanede yerde sünger yataklarda, askeri battaniyelerle geceyi geçirmek zorunda.
Odalarda savaş dönemine ait gazeteler dururken, gece gündüz hoparlörlerden hiç durmadan patlama ve silah sesleri duyuluyor.
Otomobilden çıkarılan bir aküyle odalarda bulunan tek tüp ampuller ile aydınlanıyor.
Geceleri etrafı mumlar aydınlatıyor, musluklardan su akmıyor. Isınmak isteyenlerin tek seçeneği küçük bir soba.
Pencerelerde kullanılan koruyucular, savaş sırasında bombardımandan kırıldığında kullanıyordu.
Babası cephede savaşmış olan Kurbasic, müşteriler ile savaşla ilgili çocukluk anılarını da paylaşıyor. Kurbasic’in bebekken “anne” ve “baba” sözcüklerinden sonra söylediği ilk şey “dikkatli ol!” cümlesiymiş.
Kentin nüfusunu oluşturan 380 bin kişi bu sürede gıda, elektrik, su ve ısınmadan yoksundu. Kapana kısılmış bu insanların ihtiyaçlarını gidermek için bir hava köprüsü kuruldu. Keskin nişancılardan ve bombardımandan korunmak için halkın çoğu bodrumlarda yaşıyordu. Saraybosna’da yaşanan savaş boyunca 11 bin 541 kişi yaşamını yitirdi. Bunlardan 1600’ü çocuktu.
Kurbasic, aslına uygun olarak otelin altına inşa edilmiş bir sığınakta savaş dönemine ait belgeselleri gösteriyor. Otel sahibi, “bir savaşı durdurmanın en iyi yolu onu önlemektir” diyor.
Otelde bir-iki gece konaklayanların bu konudaki bakış açılarının değiştiğini söyleyen Kurbasic, amacını tam da bu olduğunu vurguluyor.