Açlık eylemlerinin 143. günündeki Nuriye Gülmen ve Semih Özaça’nın son durumlarına dair, bugün Halkın Hukuk Bürosu’ndan bir açılama yapıldı.Açıklamada, dün gece yarısı Gülmen ve Özakça’nın, bulundukları hücrelerden zorla çıkarılarak, sedye ve hasta nakil araçları ile, Sincan İnfaz kampüsü Hastanesi’ne getirildikleri belirtilerek şu bilgiler veriliyor:
* “Refakatçileri yanıltılarak hücreden çıkartıldıktan sonra tek başlarına bırakılarak nakle zorlanmışlardır.
* Semih Özakça’nın refakatçisi durumu fark ettiğinde müdahale etmek istemiş ve bir grup infaz personeli tarafından toplu olarak darp edilmiştir.
* Semih Özakça, bugün yapılan görüşmede tutulan ayrıntı tutanaklara göre kısaca refakatçileri yanıltılarak hücreden çıkarılıp, tek başına bırakılarak nakle zorlanmıştır.
* Semih Özakça hücrede ve sedyede darp edilmiş sedyeye kayışla sabitlenmiş ve yüzüstü durumda hasta nakil aracına bindirilmiştir. Vücudunda bu saldırı nedeniyle çizik, yırtık ve ekimozlar oluşmuştur.
* Her ikisi de, banyo tuvalet hariç yaklaşık 4 × 5 büyüklüğünde havalandırma bahçesi bulunmayan pencereleri tel bir mazgallı hastane odalarında ayrı ayrı tutulmaktadır ve yalnızdırlar.
* Sağlık durumları ve kurulu raporu tespitine rağmen yaklaşık 24 saattir yanlarında refakatçileri bulunmamaktadır.
* Tıbbi müdahaleyi reddettiklerini ve açlık grevine devam ettiklerini beyan etmişler ve bu durum tutanak altına alınmıştır.
*Moralleri yüksek ve genel sağlık durumları da yukarıdaki çerçevede iyidir. Herkese selam ve sevgilerini ilettiler. ‘İş ve onur mücadelesi sürüyor, vazgeçmeyeceğiz’ dediler. Tüm hukuka aykırı işlemler ve sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunacak ve koşullar düzeltince kadar her türlü adli ve idari başvuru da yapılacaktır. Nuriye ve Semih derhal salı verilmelidir, işlerine iade edilmeleri sağlanmalıdır.”
Bilgilendirmede ayrıca Gülmen ve Özakça için düzenlenen hastane raporunda, açlık eylemcilerinin durumlarına ilişkin şu ifadelere yer verildiği aktarıldı:
“Hastane sevkine dayanarak yapılan Ankara Numune Hastanesi raporu 28 Temmuz 2017 tarihlidir. Raporun sonuç bölümünde ‘Mevcut bulgulara göre hayati tehlike arz eder hayatını yalnız başına idame ettiremez; ancak mevcut bulgular tutukluluk halinin tehirini gerektirmez. Hastane statüsünde sağlık birimi olan ceza İnfaz kurumlarında veya resmi sağlık kuruluşlarının mahkumları ayrılan bölümlerinde takip ve tedavi edilebilir’