İstanbul Maltepe Hapishanesi’nde 27 Eylül 2014’te ağır ve sistematik şekilde darp edildiği için yaşamını yitiren 15 yaşındaki Onur Önal için açılan davada karar açıklandı. İstanbul Anadolu 59. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Onur’un annesi Nurcan Önal ve ağabeyi Özkan Önal katıldı. Devletin adaleti cinayetin işlenmesine göz yuman hapishane yetkilileri olan müdür Naci Yıldız, infaz koruma memurları Serkan Atalar, Naci Mutlu, Fatih Atmaca ve Hamza Bal’ın beraatlerine karar verdi.
Karara İtiraz Edilecek:
Ailenin avukatı Gülizar Tuncer, karara itiraz edeceklerini söyleyerek, “Türkiye’de hâlâ cezaevlerinde çocuklar, taciz ve tecavüzlere maruz kalıyor. Yaşam hakları ihlal ediliyor. Bunun en temel nedenlerinden biri devletin ve cezaevi idaresinin sorumluluklarının gereğini yerine getirmemeleri. Diğeri de yargı organlarının bu tür olaylarla ilgili açılan soruşturma ve davalarda mağdurlardan yana değil de kamu görevini yürüten cezaevi görevlilerinden yana tavır almasıdır. Bu davada bir kez daha gördük ki bütün suç, suça sürüklenen iki çocuğa yüklenerek cezaevi idaresi ve devlet aklanmıştır. Mahkeme, olayda birinci derecede sorumluluğu olan, ölüme sebebiyet vermekten yargılanmaları gereken sanıklara, görevi ihmalden verdiği cezayı bile iyi hal indirimleriyle asgari sınıra indirip ertelemiştir. Bu kararlar caydırıcı olmadığı gibi bu suçları teşvik edici niteliktedir. Bu kararlar verildiği müddetçe daha çok çocuk ölümleri yaşanacaktır ” diye konuşu.
Onur Önal’ın Hapishane Süreci:
Onur Önal, 20 Mayıs 2014’te tutuklandı. 30 Ağustos’ta koğuş bahçesinde Simit adlı oyun bahane edilerek, darp edildi. Oyunda en çok darbe alan oydu. Kendinden büyük koğuş arkadaşları, Onur’un kafasını, pencere korkuluklarına, duvara vururken, kameralar kayıttaydı. Onur, 31 Ağustos’ta mescitte, kameraların görmediği kör noktada yine dövüldü. Dava dosyasındaki görüntülerde, Onur’un kör noktaya geçtiği an yok. Saat 18.22’yi gösterdiğinde Onur, baygınlık geçirdi. Hapishanede, revire götürüldükten saatler sonra gece 1 Eylül’de, Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Sara nöbeti geçirdiği söylendiği için ilk muayenede, hastane kayıtlarına epilepsi hastası olarak geçti. Beyin kanaması nedeniyle yoğun bakıma alındı. Komada, 27 Eylül’de yaşamını yitirdi. Adli Tıp raporunda, ölümün, künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve gelişen koplikasyonları sonucu meydana geldiği tespit edildi. O sırada hapishanede olan annesine oğlunun durumu bildirilmedi. Anne, çocuğunun cenazesine bile katılamadı. Onur’un maruz kaldığı şiddet, kameralar tarafından pek çok kez kaydedildi. Ancak, hapishane idaresi, Onur’u ölüme götüren darp zincirine müdahale etmedi.