Nuriye Gülmen’in, açlık eyleminin 202’nci gününde Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaçırılmasının ardından Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın aileleri bir açıklamayla Gülmen’in hayatından endişe ettiklerini ve Nuriye ile Semih’in başına gelecek her şeyden iktidarın sorumlu olduğunu belirtti.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın aileleri Gülmen’in yoğun bakıma alınmasının ardından bir açıklama yaparak Gülmen ve Özakça’nın derhal tahliye edilmeleri gerektiğini ifade etti. Ailelerin açıklaması şöyle:
Nuriye Gülmen’ in 26.09.2017 günü sabah 02.00’da Sincan Kampüs Hastanesi’nde kalmakta iken zorla kaçırılarak Numune Hastanesi’ne götürüldüğünü öğrendik. Nuriye ve kardeşi Beyza sabah 02.00 sularında birlikte kitap okurken odalarına zorla girilmiş Nuriye’ye ‘Sen artık kötü görünüyorsun’ diyerek, onu Numune Hastanesi yoğun bakıma götüreceklerini, ‘şimdilik’ zorla müdahale etmeyeceklerini’ söylemişler. Nuriye’nin ise böyle bir şey olmadığını, gitmek istemediğini söylemesine rağmen kaldıkları odadan önce kardeşi Beyza zorla çıkarılmış, sonra Nuriye zorla çıkarılıp Numune Hastanesi yoğun bakım ünitesine götürülmüştür.
Avukatlarının saat 05.00 itibarı ile öğrenebildikleri kadarı ile Nuriye’nin bilincinin yoğun bakımda görevli doktorun söylemiyle ‘senin benim gibi konuşuyor’ denilerek açık olduğunu, herhangi bir müdahalenin henüz söz konusu olmadığını biliyoruz.
Nuriye ve Semih, herkesin bildiği gibi tüm hak arama yolları tıkalı olduğu için, işlerini başka bir şekilde isteme şansları olamadığı için açlık grevine başlamıştı. Açlık grevinden önce çalmadıkları kapı kalmamıştı. Şimdi talepleri karşılanacağı yerde akla gelmedik zulümle karşılaşıyorlar.
Nuriye ve Semih’in iddianamelerinde onları tutuklu tutabilecek hiçbir delil bulunmuyor bu yüzden sürekli mahkemelerden kaçırılarak tahliye olmaları engelleniyor. Onların görünmesini istemeyerek, onları halktan kaçırmak istiyorlar. Nuriye ve Semih’in avukatlarını tutukladılar, kendilerini kaçırıyorlar bunun adı yargılama olabilir mi?
Nuriye ve Semih iki hafta önceki duruşmalarına, Numune Hastanesi’ne 3 dakika mesafede bulunan Ankara Adliyesine getirilmeleri için Jandarmanın yeterli elemanı bulunmazken, Nuriye, Numune Hastanesi’ne yüzlerce çevik kuvvet ve jandarma sivil kolluk kuvvetleriyle getirilmiştir. Kaldığı yoğun bakım ünitesinin önüne jandarma görevlileri ve polislerden etten duvar örmüşlerdir.
Nuriye ve Semih ‘damat’ olmadığı için mi tutuklu?
Geçtiğimiz aylarda Kadir Topbaş’ın FETÖ sanığı damadı, uyku apnesi olduğu nedeniyle tahliye edilmiş, bu olay binlerce hasta tutsağın olduğu ülkemizde büyük yankı uyandırmıştı. Nuriye Gülmen yoğun bakımda kalacak kadar kötüyse niçin tahliye edilmiyor?
Bu yapılanların hukukla hiçbir ilgisi yoktur. Nuriye Gülmen’e zorla tıbbi müdahale girişimi yapılmaktadır. Hiçbir makam, hiçbir mevki işini geri isteyen iki eğitimcinin yaşamından önemli değildir.
Ülkemizde daha önce yaşanan zorla müdahale örneklerinde yaşamını yitirenler oldu, 600’e yakın insan sakat kaldı. Bazısı yürüyemiyor, bazısı konuşamıyor, bazısı hayatının bir bölümünü hatırlamıyor. Nuriye ve Semih’e bunun yaşatılmasını istemiyoruz. İnsani taleplerinin karşılanarak açlık grevlerine kendi kararları ile son vermelerini, sağlıklarına kavuşmalarını istiyoruz.
Siyasi iktidarı önce vicdana, sonra hukuka davet ediyoruz. Nuriye ve Semih’in başına gelecek her şeyden siyasi iktidar sorumlu olacaktır.