Trabzon’un Tonya ilçesinde, Kadıralak Yaylası’nın 3’üncü derece doğal SİT alanı olan statüsü ‘Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım’ alanı olarak değiştirildi.
Yeni statünün risk oluşturacağını öne süren bölge halkı ve yaşam savunucuları, Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından verilen bu kararın iptali istemiyle Trabzon İdare Mahkemesi’ne dava açtı.
Davayı üstlenen avukatı Ozan Karagöz, Kadıralak Yaylası statüsünün değiştirilmesinin TC’nin uluslararası sözleşmelerden doğan hükümlülüklerini ihlal etmesine sebep olacağını ve halkın mera kullanım hakkının elinden alınmasına varacak sonuçlar doğurabileceğini belirterek statü değişikliğine karşı itirazda bulunduklarını söyledi. Karagöz, şöyle dedi:
“Bu değişikliğin dayanağı, 2012 yılında yapılan mevzuat değişikliği. Bakanlık bir, iki, üç olarak sıralanan koruma alanlarına yeni kavramlar getirdi. Yeni bir yönetmelik hazırladı. Buna göre kesin korunacak alan, nitelikli koruma alanı ve sürdürülebilir koruma ve kullanım alanı kavramları getirildi. Bu kavram değişikliği aldatması ile Kadıralak yaylasında sürdürülebilir koruma alanı olarak belirlenen alanlarda düşük yoğunlukta konut ve turizm yapışlaşmasına imkan tanındı. Bunun anlamı yaylada villa kentler kurulabilecek, betondan çok katlı oteller yapılabilecek. Belki mümkün olmayacak ama mevzuat gereği yaylada maden ocağı açılabilir, bir atık tesiste yapılabilir. Yakın 5 yılda yaylayı bekleyen tehlike orada villa kentler ve betondan turizm işletmeleri ile yapılaşma olacak.”
(Trabzon’un Tonya İlçesi’ne 9 kilometre uzaklıkta bin 300 metre yüksekliğindeki Kadıralak Yaylası, her yıl nisan ayında açan ‘Mavi yıldız’ çiçekleri ile maviye bürünüyor.)
“Mavi yıldız çiçeği Uluslararası Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmış dünya mirasının bir paydasıdır. Biz o çiçeğin tanıtımını yaparsak dünyanın dört bir yanından yaylaya turistler gelebilir. Yaylanın statüsünün değiştirilmesi ile mevzuat o alanları talan etmeye, betonlaşmaya ve çirkinleştirmeye imkan veriyor. Bu alan yeni statüsü ile mahvolacak. Bu statüde beton bir yapılaşma öngörülüyor. Oysa olan doğal güzelliklerin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması gerekiyor. Yaylada mevcut betonlaşmanın engellenmesi, bu alanın yapılaşma koşullarının çetin kurallara belirlenmesi ve en az nitelikli doğal koruma alanı olması lazım.”