“Zarrab İtirafları” Duruşmalarında Altı Gün Geride Kaldı

ABD’nin, nükleer programı nedeniyle İran’a yönelik yaptırımlarının  delinmesine ilişkin New York’ta açılan davada 6  oturum geride kaldı. “Zarrab Davası” olarak başlayan duruşmalar, Zarrab’ın itirafçı olması sonrası  eski Halkbank yöneticisi Hakan Atilla üzerinden, söz konusu banka yoğunlaşmaya başladı. Zarrab ilk duruşmalardaki itiraflarında Halkbank Genel Müdürü ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 50 milyon Euro’ya yakın rüşvet verdiğini belirtti. Zarrab, Çağlayan’a verdiği tüm rüşvetleri günü gününe not aldığını ve tüm bu rüşvet dökümünü mahkemeye delil olarak kaydettirdi. Zarrab itiraflarında ayrıca yine  eski bakan  Egemen Bağış’ın ambargoyu delmek için kendisini Aktif Bank CEO’su ile görüştürdüğünü söyledi. Şu andaki Enerji Bakanı Berat Albayrak,  Aktif Bank’ın  bağlı olduğu Çalık Holding’in bir dönem CEO’suydu.

İran, Makedonya ve TC pasaportları olan Reza Zarrab, İran eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad döneminde ABD’ye karşı “ekonomik cihad” adı altında başlattığı rüşvet ve yolsuzluk ağını Halkbank başta olmak üzere, aralarında devlete ait olanların da bulunduğu bankalar üzerinden yapıyordu. Zarrab bu yöntem  konusunda ise kendisine, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yol gösterdiğini belirtti. Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın da ambargoyu delmek için İran’la çalışmasına dönemin başbakanı Erdoğan’ın onay verdiği bilgileri, Zarrab’ın ilk haftadaki itirafları arasında yer aldı. Zarrab 2013 yılında, dönemin içişleri bakanı olan Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’e de Çin’deki bankalara verilmek üzere referans mektubu yazması için 100 bin dolar rüşvet verdiğini söyledi.

Yine bu ilişki ağı içerisinde Zarrab,  Zafer Çağlayan’ın kendisine Erdoğan ve dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın İran’la yapılan işlemlere Ziraat Bankası ile Vakıfbank’ın da dahil olması talimatını bizzat verdiklerini söylediğini aktardı.

4 Aralık günü itiraflarına devam eden Zarrab,Türkiye’de 17 Aralık 2013’te yolsuzluk ve rüşvet iddiaları kapsamında düzenlenen soruşturmada tutuklandığını ve rüşvet vererek serbest kaldığını aktardı.

TC  devleti, bu dava üzerinden kendisine küresel bir komplo kurulduğunu iddia ederken, Zarrab’ın itirafları, özellikle ABD basınında kendisine geniş yer buldu.

Zarrab’ın Sistemi Nasıl İşliyor?

Zarrab’ın anlatımına göre, kısaca “petrol karşılığı altın” olarak isimlendirilen bu sistem şöyle işliyor;

İran, Türkiye’ye ham petrol ve doğalgaz satıyor. İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) petrolün satışını Tüpraş’a, gazınkini ise Botaş’a yapıyor. Ödemeler bu şirketlerin Halkbank’taki hesapları üzerinden yapılıyor. Halkbank’ta NIOC’ye yatırılan paranın euro ve Türk Lirası olarak Deniz Bank’a gönderiliyor. Burada Zarrab’ın şirketi Royal Group’un hesabına yatırılan paralarla altın satın alınıyor ve bu altınlar Dubai’deki şirketine gönderiliyor. Paranın yaptırımları aşarak İran’a gönderilmesi için aracılar üzerinden en az 10 işlem yapılması gerekiyor.

Zarrab, duruşmaların yine ilk haftasında, ABD’nin İran’a kıymetli metal satışlarına da sınırlama getirmesinin ardından başlatıldığını söylediği ve İran’a yapılan ödemelerin “buğday ticaretiyle” taşınmasını öngören yöntemin ayrıntılarını aktardı. Bu konuda ise Zarrab,  Halkbank’ta “yaptırım kurallarıyla ilgili en bilgili kişi” olarak tanımladığı Hakan Atilla ile temas kurulduğunu belirtti.

Yargılama Süreci Nasıl İşleyecek?

Duruşmaların ikinci haftasında,   savunma avukatlarının Zarrab’ı çapraz sorgulamasına geçildi. Mehmet Hakan  Atilla’nın avukatı Cathy Fleming’in sorusu üzerine Zarrab, Atilla’ya hiç rüşvet vermediğini söyledi. Bunun nedenini ise Atilla’nın “çarka çomak sokması” olduğunu belirtti. Reza Zarrab, geçtiğimiz yıl Mart ayında ABD’de tutuklanan ve 50 yıl hapsi istenen Atilla’nın tutuklandığını duyunca, “şoke olduğunu” söyledi.

Her gün, ilki TSİ 17:15 ile TSİ 20:45; ikincisi de TSİ 22:15 ile TSİ 00:45 arasında olmak üzere iki oturum halinde yapılan duruşmalara bugün de devam edilecek. Yargılamanın sonunda sanıkların suçlu olup olmadığına jüriye seçilen 12 kişi karar verecek. Karar alınabilmesi için ise oybirliği şartı aranıyor. Suçlu bulunmaları halinde ise hangi cezaya çarptırılacaklarına dair kararı  davanın hakimi veriyor. Davanın yargıcı Richard Berman, duruşmaların yaklaşık üç ile dört hafta süreceğini tahmin ettiğini ancak beklenmedik olaylar ya da kanıt veya tanıkların sorgulanması nedeniyle birkaç günlük gecikmelerin yaşanabileceğini belirtti.