Amed Licê’nin Hêzan köyünde, 28 Haziran 2013’te yapılan kalekol eylemleri sırasında askerlerin açtığı ateş sonucu Medeni Yıldırım’ın yaşamını yitirmesiyle ilgili açılan davada, sanık Adem Çiftçi hakkında verilen beraat kararının İstinaf Mahkemesi’nce bozulması üzerine yeniden yapılan yargılamanın ilk duruşması Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuksuz sanık er Adem Çiftçi, “haksız tahrik altında olası kastla öldürme” suçundan 18 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava duruşmasına Kocaeli’den Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararının okunmasıyla başlayan duruşmada, sanık er Çiftçi savunma yaptı.
Savunmasında daha önceki duruşma tutanağına “olay sırasında ateş etti” şeklinde geçen ifadelerinin, kendisine ait olmadığını, tutanağa yanlışlıkla geçirildiğini savunan Çiftçi, “Ben hiçbir şekilde ateş etmedim. Ateş ettiğime dair bir şey söylemedim” dedi.
Sanık avukatı da, müvekkilinin ifadesinin tutanağa eksik geçirildiğini ileri sürerek, bunun düzeltilmesini istedi. İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararını kabul etmediklerini belirten sanık avukatı, İstinaf Mahkemeleri’ne yerel mahkemelerin kararlarını bozma hakkı veren yasal düzenlenmenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasını istedi. Yine olay tarihinde asker olan müvekkili hakkında 6722 sayılı yasa gereğince soruşturma izni alınması gerektiğini ileri süren sanık avukatı, soruşturma izni alınana kadar yargılamanın durdurulmasını istedi.
Yıldırım’ın kardeşi Mehmet Yıldırım ise, sanığın bulunduğu yer itibariyle Yıldırım’ı görmemesinin mümkün olmadığını, daha önce verdiği ifadeler arasında tutarsızlıklar olduğunu belirterek, Yıldırım’ın vücuduna isabet eden kurşunun normal bir silahtan değil Biksi marka silahtan atıldığını düşündüğünü söyledi.
Olaya ilişkin görüntülerde kardeşi Medeni Yıldırım’ın vurulduktan sonra yere düştüğü, daha sonra doğrulmaya çalıştığı sırada gaz bombasıyla müdahale edildiğini hatırlatan Yıldırım, “Tüm sorumluların yargılanmasını talep ediyorum. Şikayetçiyim” dedi.
Yıldırım’ın Annesi Fahriye Yıldırım ise, elindeki telefonu göstererek “Eğer bu telefon çalışsaydı Adem Çiftçi’nin tüm beyanlarının yalan olduğu görülürdü. Bu görüntüleri savcıya da gösterdim” dedi. Sanığın geçtiğimiz duruşmalarda kendileriyle alay ettiğini de ifade eden Anne Yıldırım, “Adem Çiftçi daha önceki beyanlarında oğlum Medeni ile arasında iki çadır olduğunu iddia etmişti, ancak bu alanda çadır olmadığı ortaya çıktı. Olay yerinde yapılan keşfi kabul etmedi daha sonra keşif talep etti. Baktı kaçış yok, şimdi de silahı kullanmadığını iddia ediyor. Son celsede vicdanının rahat olduğunu söylüyordu. Ancak vicdanı var mıdır? Medeni doğrudan hedeftir. Herkes havaya ateş ederken o Medeni’ye ateş ediyor. Ben bir anneyim 4,5 yıldır ciğerim yanıyor. Davada adaletli bir karar çıkmasını istiyorum. Benim gözümde er Adem Çiftçi, karakol komutanı ve diğer askerler oğlumun katilidir. Kanımın son damlasına kadar bu davanın takipçisi olacağım, peşini bırakmayacağım” dedi.
Sanık Çifti, Av. Yalçındağ’ın ateş etme emrini kimin verdiği sorusunu ise, “Ateş emrini veren komutanlarımın isimlerini hatırlamıyorum. Sadece Mustafa üsteğmeni hatırlıyorum diğerleri önceki ifadelerimde vardır” şeklinde yanıtladı.
Sanığa ateş emrini veren kişilerin isimlerini ısrarla sorması üzerine araya giren Mahkeme Başkanı’nın “Daha önceki ifadelerinde var” demesi üzerine Av. Yalçındağ, “Yeni bir yargılama yapıyoruz. Belki sanık üzerinde bir baskı vardır” diyerek sorusunu tekrar etti.
Sanık ise “Üzerimde baskı yok. Ben herkesten daha çok bu davadan bunaldım. Suçsuz yere gidip geliyorum. Bu davanın sonuçlanmasını herkesten çok ben istiyorum” dedi.
Lice Asliye Ceza Mahkemesi’nin olay yerinde 20 Mart 2018 tarihinde keşif yapılması için karar aldığını hatırlatan Av. Yalçındağ, “Bu tarihin keşif için makul bir tarih olmadığını, o tarihlerde keşfin güvenlik gerekçesiyle yapılmayacağı yönünde karar verileceğini düşündüklerini” söyledi. Sanığın Yıldırım’ı doğrudan öldürme kastıyla ateş ettiğinin net olduğunu belirten Av. Yalçındağ, taleplerine rağmen bugün kadar tutuklama ya da adli kontrol kararı verilmeyen sanığın tutuksuz yargılanmasına kabul etmedikleri gibi duruşmalardan vareste tutulmasını da kabul etmediklerini söyledi.
Av. Yalçındağ, ateş açma talimatı veren üst düzey askerlerin kimler olduğu belli olmasına rağmen bu davada şüpheli sıfatıyla dinlenmediklerine de dikkat çekti. Av. Yalçındağ, “Kolluk tarafından infaz edilen diğer sivillerin davalarında olduğu gibi bu davada da bu kişiler şüpheli olarak dinlenmeli” dedi.
Savunmaların ardından ara kararını açıklayan Mahkeme Heyeti, 20 Mart’ta olay yerinde yapılması kararlaştırılan keşfin daha erkene alınması için Lice Asliye Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılmasını karar verdi. Sanığın tutuklanması yada hakkında adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını yönündeki taleplerinin ise, mevcut delil durumu ve suçun işleniş özelikleri dikkate alınarak reddedilmesine karar veren Mahkeme, sanığın duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.
Dava dosyasındaki eksiklerin tamamlanması için bir sonraki duruşma ise 22 Mayıs 2018’e ertelendi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı