Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, KHK ile işten atılan ve 290 gündür açlık grevi yapan akademisyen Nuriye Gülmen’e “örgüt üyesi olmak” bahanesiyle verdiği 6 yıl 3 ay hapis cezasının gerekçesini açıkladı.
Nuriye Gülmen’in iddianamede anlatılan basın açıklaması, oturma eylemi ve açlık grevi eylemlerini örgüt talimatı doğrultusunda gerçekleştirdiğine dair yeterli kanıt elde edilemediği belirtilen kararda, açlık grevi eyleminin tek başına suç olmadığı kaydedildi. Mahkeme, iki tanığın beyanları ile Gülmen’in sosyal medyada paylaştığı “Liseli Dev Genç’e binlerce teşekkür” mesajı ile Eylem Ataş adlı kişinin fotoğrafının yer aldığı mesajını kanıt olarak öne sürdü.
Ayırca açıklanan kararda, mahkemenin yaklaşık 5 ay tutuklu yargıladığı Özakça’nın örgüt mensubu olduğuna ilişkin delil olmadığı belirtilirken şu ifadeler kullanıldı: “Münhasıran suç teşkil etmeyen bu eylemin örgüte yardım suçunu oluşturması için, kişinin örgüte yardım etme kastıyla hareket etmesi zorunludur. Bu kasıtla eyleme başladığı ortaya konmayan bir kişinin eylemine sonradan farklı grup, kişi ve örgütlerin destek vermesi ya da sahip çıkması bu zorunluluğu değiştirmez. Eylemin bu andan itibaren suça dönüşmesi için de kişinin en azından o andan itibaren örgüte yardım etme kastıyla eylemine devam ettiğinin her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı deliller ile ispatlanması zorunludur.”
Mahkeme açıkladığı 33 sayfalık geekçeli kararda şu sonuca vardı: “Tanıklar Berk Ercan ve Fatih Solak’ın sanığın örgüt üyesi olup örgüt içerisinde faaliyet gösterdiğine dair beyanları, terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini övme, meşrulaştırma ya da bu yöntemleri teşvik etme niteliği bulunmadığından münhasıran propaganda suçunu oluşturmamakla birlikte terör örgütü ile bağlantılı olduğu değerlendirilen kişi ve kurumlarla ilgili paylaşımları (04 Aralık tarihli “Liseli Dev Genç’e binlerce teşekkür” içerikli paylaşım, terör örgütlerince sahiplenildiği belirtilen Cemhe Heval kod adlı Eylem Ataş adlı kişinin fotoğrafının yer aldığı 29 Kasım 2016 tarihli paylaşım) birlikte değerlendirildiğinde sanığın bu eylemlerinin bir bütün halinde örgüt hiyerarşisinde yer alarak örgüt içinde faaliyet göstermek ve bu suretle TCK’nin 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturduğu sonucuna varılmıştır.”