Dargeçit’te 4 Kasım 1998 tarihinde Davut Altınkaynak(13), Seyhan Doğan(14), Nedim Akyön(16), Mehmet Emin Aslan(19), Abdurrahman Olcay(20), Abdurrahman Coşkun(21), Hikmet Kaya(24) ve 57 yaşındaki Süleyman Seyhan ilçe jandarma komutanlığına bağlı askerler tarafından kaçırılarak katledilmişlerdi. 90’lı yıllarda JİTEM tarafından yapılan katliamlar yönetmen Veysi Altay tarafından belgeseli çekildi.
Faili devlet cinayetlerinde katledilenlerin atıldığı asit kuyularından yola çıkarak yapmış olduğu belgesele “BÎR” ismini veren Altay, JİTEM tarafından 30 Ekim-3 Kasım 1995 tarihleri arasında Dargeçit ilçesi ve köylerinde gözaltına alındıktan sonra katledilen ve aralarında çocukların da bulunduğu 7 kişinin hikayesini işledi.
Bazı Görüntüler Silindi
“Kürdistan’ın toplu mezara dönüşmüş köylerine gitmek, kuyulara atılan kemikleri aramak, psikolojik olarak herkes gibi beni de çok zorluyor” diyen Altay, belgeselde işlenen Dargeçit’in güllük gülistanlık bir yer olmadığını, karakollarla gözlenen, dört tarafı çevrilmiş, askerlerin dolaştığı bir alan olduğunu söyledi. Bu nedenle çekimler konusunda ciddi zorluklar yaşadıklarını ifade eden Altay, “Bazı görüntüler alındı, silindi. Ama belgeselini çektiğimiz konu, kayıp yakınlarının verdiği mücadelenin yanında bunlar zorluk olarak değerlendirdiğimiz şeyler değildi. En fazla istediğimiz görüntüler olur, onları hayata geçiremediğimiz oldu” dedi.
Kolektif Olarak Hazırlanan Bir Belgesel Bu
4 yılık bir çalışmanın sonucunda belgeseli tamamladığını dile getiren Altay, “O süreçte umulmadık kemikler bulundu. Hediye annenin belgesel bitmeden yaşamını yitirmesi benim için çok olumsuz bir şeydi” dedi. Altay, “Sıfır ekonomiyle, gönüllülük esasıyla yürütüldü. Kolektif bir anlayışla tamamladık” ifadesinde bulundu.
BÎR Kuyu Demek Hafıza Demek
Tirua köyünün kuyuları ile meşhur olduğunu belirten Altay, “Bîr” isminin de buradan geldiğini söyledi. Köyün geçmişte JİTEM tarafından kullanıldığını ve 4 tarafı koruyucu, askerlerle çevrili olduğunu belirten Altay, “90’lı yıllarda kaybedilen, katledilen insanların birçoğu o kuyularda yatıyor. Biz sadece bir tanesini açtık. İki tane cenaze çıkardık. Ben o kuyuların hepsine girmek isterdim. Çünkü o kuyular bizim yüreğimizde çok derin yaralar açtı. Asit kuyusu olarak adlandırdığımız kuyular. Filmin ismini de BÎR koyduk. BÎR Kürtçe’de hem hafıza hem kuyu anlamına geliyor. O kemikler BÎR’de bulundu. Devletin nasıl katlettiğini biliyoruz. ‘Faili meçhul’ demek ciddi bir haksızlık. Bu kadar şeffaf cinayet işleyen devlete ‘meçhul’lük katmak haksızlık” diye konuştu.
Direnişin Ne Kadar Büyük Olduğunu Göreceksiniz
Yakında belgeselin yayınlanacağını belirten Altay, izleyicilerin belgeselde “Devletin kirli yüzünü, Kürdistan’da devletin işlediği kirli işlerini, insanları nasıl mağdur ettiğini görecekler. Devletin büyüklüğüne karşı topraklarını terk etmeyen insanların direnişlerinin ne kadar büyük olduğunu görecekler. 20 yıl öldüğünü bildiği çocuğunun kemiklerini aramanın mücadelesini bulacaklar. Devletin kemiklere, ölümlere yaklaşım biçimini” göreceğini söyledi.