Geçtiğimiz günlerde İstanbul Valiliği, bu yıl 26’ncısı düzenlenecek olan Onur Yürüyüşü’nü, “toplumsal huzuru” bahane ederek yasaklamıştı.
Polis, bugün saat 18:00’da düzenlenecek olan yürüyüş için İstanbul’da bütün sokakları kapattı.
KaosGL’nin aktardıklarına göre, renkli şort ve kıyafet giyen kişilerin İstiklal Caddesi’ne girmesi polis tarafından engelleniyor. Aynı zamanda, hali hazırda İstiklal’de bulunan LGBTI+’lar ise yine polis tarafından gözaltı tehdidi ve hakarete maruz bırakılarak alandan uzaklaştırılıyor.
Yaklaşık 30 kişi, Tarlabaşı dolaylarında polis tarafından saldırıya uğradı.
İstanbul LGBTI+ Onur Haftası Komitesi ise bugün 18:00’da yapılması planlanan yürüyüşe dair bir basın açıklaması yayınlayarak, yasağa inat tüm sokaklarda bu açıklamanın okunacağını duyurdu.
Basın açıklamasının okunması için Taksim Mis Sokak’ta toplanmalar başladı.
Basın açıklaması şu şekilde;
“16.sını düzenlemekte olduğumuz Onur Yürüyüşü bu sene üçüncü kez İstanbul Valiliği tarafından yasaklandı. Valilik kendisine verilen yetkiyi bir kez daha toplumun belli bir kesimine karşı ayrımcılık uygulayarak suç işledi. Ankara Valiliği’nin getirdiği süresiz yasak ve yıllardır Onur Yürüyüş’lerine yönelik engeller göstermiştir ki, bu yasaklar eylemlere değil, varoluş biçimlerine yöneliktir. Valiliğin kararı var olan nefretin bir parçasıdır ve meşru değildir. Onur yürüyüşleri tam da bu sebeplerle önemlidir ve yapılmalıdır. Bizleri engellemeye yönelik tüm beyhude çabalara rağmen biz LGBTI+’lar onurumuzla buradayız ve bu yasakları tanımıyoruz.
“Valiliğin yasak kararında gösterdiği güvenlik bahanesi tek kelime ile komiktir. Yürüyüşlerimiz yasaklanmadan önce on üç yıl boyunca barışçıl bir şekilde düzenlendi. Bu yürüyüşler her geçen sene daha da kalabalıklaştı ve varoluşundan itibaren nefretle yüz yüze yaşayan biz LGBTI+’lar için kendimizi güvende hissedeceğimiz ve sesimizi duyurabileceğimiz alanlar açılmasına aracılık etti. Bu barışçıl yürüyüşlerin aksine devletin işlediği nefret suçları, polis şiddeti ile yadsınamaz bir biçimde görünür hale geldi.
“Bizler her yıl olduğu gibi bu yıl da burada, bu sokaklardayız. Kahkahalarımız, bağırışlarımız ve sloganlarımız hala bu sokaklarda yankılanıyor.
“Binlerce insanın katıldığı ve görünürlüğümüzü kutladığımız yürüyüşlerimizi çok özlüyoruz. Bugün burada varoluşumuzun verdiği onurla ve onurumuzun verdiği güçle bizlere sınırlar çekmeye çalışanlarla alay ediyoruz.
“Sizleri de hepimize kimliklerimiz, yönelimlerimiz, varoluşlarımız, bedenlerimiz, dilimiz, arzularımız ve bizi biz yapan her şey üzerinden sınırlar çekmeye çalışanlarla alay etmeye çağırıyoruz. Bizler, kendi sınırlarımızı aşarken ve özgürleşirken, büyüyoruz. Sınırsız, cinsiyetsiz alanlarımızı sokaklara genişletiyoruz. Bizi önce sınırlar içerisine hapsedip gettolaştıran, ardından kendi alanlarımızdan bizi uzaklaştırmaya, dönüştürmeye çalışanlara karşı geliyoruz: Taksim’den vazgeçmiyoruz.
“Şimdi, tam buradan; Taksim’den Tekirdağ’da devletin transfobik hukuk sınırları içerisinde tutsak bırakılmış Buse’yi de selamlıyoruz. Buse 26 gün önce kendisine dayatılan beden sınırlarına dur dedi ve ölüm orucuna başladı. Bu vesileyle bir kere daha devletin bize getirdiği yasakların ve hukuksal engellerin politik olduğunu ve bizleri varoluş mücadelemizden asla vazgeçiremeyeceğini haykırıyoruz.
“Sadece bizler değil, tüm coğrafya tek adamın iradesi altında sınırlandırılmışken bütün coşkumuzla ve enerjimizle buradayız ve herkese güç oluyoruz. Tek adam rejimine karşı verilen mücadelenin bizler olmadan başarıya ulaşamayacağını toplumun tüm kesimlerine hatırlatıyoruz.
“Taksim’deyiz, sınırları aşmak konusunda kararlıyız, biz hiçbir yere gitmiyoruz. 26. Onur haftamız hepimize kutlu ve mutlu olsun.”