2 Temmuz 1993’te Sivas’ta, devlet destekli sivil faşist çetelerin, çeşitli bahanelerle mobilize edilerek Alevilerin üzerine saldırtılması sonucu 35 kişi katledilmişti.
Kentte Pir Sultan Abdal’ı anma etkinlikleri nedeniyle bulunanlar saldırılardan korunmak için, konakladıkları Madımak Oteli’ne sığınmış, otelin etrafını saran saldırgan güruh, devletin kolluk güçlerinin bizzat gözetim ve korumasında binayı yakarak, içeridekileri katletmişti.
Dönemin iktidar sahipleri, devletin katliam tarihine yazılan bu olay için şunları söylemişti:
O dönem, cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel, saldırganları “tahrik edilen halk” şeklinde mazur göstermeye çalışarak, “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır.” açıklaması yapmıştı.
Devlet yetkililerince o süreçte en dikkat çeken açıklamayı ise dönemin başbakanı Tansu Çiller yapmıştı. Çiller, tıpkı Demirel gibi katliamı devlet nezdinde üstlenen ve mazur gösteren bir şekilde, yine saldırgan güruhu kast ederek “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” demişti.
2 Temmuz 1993’te gerçekleşen Madımak Katliamı‘nı anlatan animasyon film “Merdivenler“
Katliam sonrası kurulan mahkemelerde, katiller benzer tüm davalarda olduğu gibi “Devletin adaletsizliğinden yararlanarak” zaman aşımına uğrayan davada beraat ettiler.
Sivas Madımak Katliamı‘nın üzerinden yaklaşık 19 yıl geçtikten sonra, dava 8 Mart 2012’de zaman aşımına uğrayarak düştü. Karar sonrası, o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, davada yargılanan katillerin “mağduriyetine” dikkat çekerek “hayırlı olsun” açıklaması yaptı.