Geçtiğimiz hafta Soçi’de Türkiye ile Rusya arasında varılan mutabakata göre, başlaması “an meselesi” olarak görülen, cihatçı çetelerin işgali altındaki İdlip’e yönelik operasyon geçici olarak ertelenmişti. Bu ertelemeyi, Türkiye’nin verdiği, cihatçı çeteleri silah bırakmaya ve İdlip’ten çekilmeye ikna edeceğine dair verdiği güvence sağlamıştı. Ancak, Türkiye açısından işlerin o kadar yolunda gitmeyeceğine dair var olan kanı, cihatçı çetelerin yaptığı açıklamalarla güçleniyor. Geçtiğimiz günlerde El Kaide kökenli grupların içinde yer aldığı çatı örgüt Heyet Tahrir -eş Şam (HTŞ) bir açıklama yayınlayarak “savaşmaktan vazgeçmeyeceklerini” belirtmişti. İdlip’te halen en güçlü grup olan cihatçı çete açıklamasında “…Mücahitler ve şehadet eylemcileri hazırlar ve bekliyorlar. O halde kim anasının kendisini yitirmesini, çocuğunun yetim kalmasını ve karısının dul kalmasını istiyorsa gelsin ve işitmek yerine görsün” şeklinde tehdit ifadeleri kullanmıştı.
Bölgede MİT kontrolünde kurulan ve bileşenleri arasında Türkiye’nin açık destek verdiğini saklamadığı Ahrar -uş Şam ve Nureddin Zengi Hareketi gibi cihatçı çetelerin yer aldığı Suriye Ulusal Kurtuluş Cephesi ise yaptığı açıklamada, anlaşma için Türkiye’ye teşekkür etmekle birlikte “silahlarını bırakmayacaklarının” altını çizdi.
İdlip’te yaşanan gelişmelere dair bir başka açıklama ise El Kaide’nin Suriye’deki yeni uzantısı Hurras -ed Din (Dinin Koruyucuları) adlı cihatçı çeteden geldi. Çete, varılan mutabakat çerçevesinde oluşturulması öngörülen silahsızlandırılmış bölgeden çekilmeyeceğini açıkladı ve yeni saldırılar düzenleme çağrısı yaptı.
Hurras -ed Din, bu yılın Mart ayında, El Kaide lideri Eymen -ez Zevahiri’nin Suriye’de bulunan selefi-cihatçı gruplara yaptığı birleşme çağrısı sonrası kurulmuştu. Bu gruplar arasında , Heyet Tahrir -eş Şam’ın El Kaide’yle olan bağlarının kopartması sonrası, HTŞ’den ayrılan eski Nusra kadrolarının yer aldığı belirtiliyor.