“Destansı Bir Hikaye: Kömürün İsi, Sabunun Misi!” diyerek başladılar yolculuğa. Soma İlçesi’nin Yırca Köyü’nde, köye kurulacak termik santrale karşı zeytin ağaçlarını savunurken tanıdık onları. Direnişten üretimle çıktılar, zeytinyağı sabunuyla başladıkları girişim bugün salça, ekmek, tarhana, reçel vb. de ürettikleri bir kooperatif olarak büyümeye devam ediyor. Yırca Köyü Üretici Kadınları’yla sürecin başlangıcından bugüne yaşadıklarını konuştuk.
Meydan Gazetesi: Yırca Köyü Üretici Kadınları çalışmalarına ne zaman başladı?
Nazmiye: Zeytinlerimiz kesildikten sonra, 2014 yılında çalışmalara başladık. O zamandan beri irili ufaklı işlerle uğraşıyoruz, bu günlere gelmeyi başardığımız için mutluyuz.
Yırca Köyü Üretici Kadınları ne gibi ürünler üretiyor?
Nazmiye: Zeytinyağımız, sabunlarımız var. Dağdan topladığımız kekik ve adaçayımızın yanında bal peteğinden ürettiğimiz mumlar var.
Toplamda kaç kadın çalışıyor?
Nazmiye: İlk önce 30 kişilik bir gruptuk. Kimisinin bebeği oldu, kimisi ise torun sahibi oldu. Şimdi 20 kişi kaldık, toplamda 20 kadın çalışıyoruz.
Girişiminiz neleri amaçlıyor? Üretiminize alternatif bir üretim diyebilir miyiz?
Elvan: Evet alternatif bir üretim, biz burası sayesinde yaşamımızı kazanıyoruz. Bizim gibi üreten kadın arkadaşlarımız çoğalsın, sesimizi daha çok insan duysun istiyoruz. Çevre Festivali bizim için yeni kadınlarla tanışmak ve ürettiklerimizi sergileyebilmek açısından iyi bir fırsat oldu.
Ürettiklerinizin dağıtımı nasıl gerçekleşiyor? Nerelerde bulunur?
Elvan: İnternetten satış yaptığımız bir web sayfamız var oradan ulaşılabilir. Onun dışında, İstanbul’da bıraktığımız çeşitli yerler var.
Sürecin başından bugüne ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Firdevs: Öncelikle bizi üzen şeylerden biri yaşadığımız yerde ürettiklerimize yönelik bir talep olmaması. Ürettiklerimizi tanıtma noktasında zorluklar yaşayabiliyoruz.
Bunun yanında büyük ürünlerin ulaşımında bazı sorunlar yaşayabiliyoruz. Kadınlar olarak bir sipariş geldiğinde hızlı bir şekilde organize olup siparişi vaktinde yetiştiriyoruz. Sürecin bize düşen kısmında bir sorun olmuyor ancak bazen kargolarda gecikmeler oluyor. Ürettiklerimiz bandrollü olmadığından her yere bırakamıyoruz. Özel kargo şirketleriyle anlaşmak durumunda kalıyoruz. Dernekleşmemiz bizim bazı zorlukları aşmamıza yardımcı oldu, fatura kesiyoruz.
En önemlisi biz bu işi dayanışmayla yapıyoruz, Çevre Festivali’ne davet edilişimiz de bir dayanışmanın sonucuydu. Festivalde insanlar ürettiklerimize ilgi gösterdi, bu sayede birçok insanla tanışma fırsatı yakaladık. Yoğunluklu olarak özel günler için üretim yaptığımızdan dolayı yılın diğer günleri genelde bizim için boş geçer. Festivale gelmek bizim için bir fırsat oldu.
Şimdilerde yeni bir projeniz var mı?
Firdevs: Yakın zamanda Sabun Evi’nin çalışmalarını bitirdik. Önceden bir evimiz vardı Yırca’da, oraya kira ödüyorduk ve çok fazla kazanmıyorduk. Kira günü geldiğinde çat kapı ev sahibi geliyordu ve kazandığımızı ona veriyorduk. Bu böyle olmayacak dedik, imece usülü, dayanışmayla bu sabun evini aldık ve tamir etmeye başladık. Erkeklerin işi denilen işleri de biz kadınlar yaptık burada. Harç kardık, çamur sıva karıp duvarları sıvadık. Büyükşehirde molozları kepçeler alıp atar, Yırca’da biz kadınlar bunları kendimiz kazmayla kazdık. Küreklerle el arabasına, oradan da traktörlere aktardık ve gidip döktük. Yani bu evin her şeyini kendimiz yaptık, deyim yerindeyse ilmek ilmek işledik.
Burada gördüklerimizden daha fazlasını üretmişsiniz o halde…
Firdevs: Evet öyle, hala eksiklerimiz var. Şimdi biz çalışıyoruz, üretim yapalım diyoruz; evin tadilatı eksik kalıyor. Biraz evi düzenliyoruz, üretim yapamıyoruz… Arada kalabiliyoruz bazen.
En son mutfağımızı yaptık, sonrası için gıda üretimini de ilerletmeyi düşünüyoruz. Bunun için izinler olması gerekiyor. Sertifika almak kolay değil. İşimizi de kolaylaştırmıyorlar, daha da zorlaştırıyorlar…
Elvan: Geldiğimiz gün salça koyduk standımıza, insanlar çok beğendi. Ev ekmeğimiz de çok ilgi gördü, beğenildi.
Firdevs: Ben sağıma soluma bakıyorum, kadınların ne kadar güçlü olduğunu görüyorum. Kendimi şu an erkeklerden daha güçlü hissediyorum. Çünkü her şeyi yapabileceğimi biliyorum.
Bugüne kadar birçok şeyi başardınız ve bizlere ilham kaynağı oldunuz. Bundan sonrası için hedefleriniz neler, neler hayal ediyorsunuz?
Firdevs: Biz Sabun Evi gibi yerlerin çoğalmasını istiyoruz tabii ki. Başka kadınların yanına gidip “Bakın biz Yırca Köyü kadınları olarak bunu yaptık, siz de yaparsınız, siz de başarırsınız.” demek istiyoruz.
Kendimiz açısından ise Sabun Evi’ni biraz daha büyütüp orada çalışmak isteyen başka kadınları da üretime katmak istiyoruz. Ürettiklerimizi sergileyebilmek ve başka kadınlarla iletişime geçebilmek için Soma’da güzel bir dükkan açmayı hayal ediyoruz. Asıl hedefimiz bu aslında, bütün kadınları üretime katıp birlikte ne kadar güçlü olduğumuzu hissettirebilmek.
Sizler burada yaptıklarınızla herkesten ayrı bir yerde duruyorsunuz. Bir çok stantta atölye çalışması olarak yapılan şeyleri, sizler yaşamın bilgisiyle buluşturup hayatınızı kazanmak için kullanıyorsunuz. Mücadelenizi selamlıyoruz, teşekkürler…
Biz teşekkür ederiz.
Bu röportaj Meydan Gazetesi’nin 46. sayısında yayınlanmıştır.