Bir süredir önce Sabah, daha sonra da Posta gazetesinde yayınlanmaya başlanan röportaj dizilerinin bu haftaki konuğu Edip Akbayram’dı. Akbayram röportajda, “…Türkiye’nin tüm siyasi hayatında bu kadar baskıcı bir yönetimi hiç görmedim. Şimdi bu ülkenin tüm yetkilerini bana verseler, önce emekçiye giderim. “Aldığın maaş sana 1 ay yetiyor mu? Sosyalleşebiliyor musun? Bir restorana gidebiliyor musun?” diye sorarım.” dedi. Edip Akbayram, “Cumhurbaşkanlığı, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu atamaları yaptı. Kurul içerisinde sanatçılar da var. Size böyle bir teklifle gelinse kabul eder miydiniz?” sorusunu ise, “…Asla. Benim onlarla tek farkım şudur. Onlar sarayın içindedir, ben dışındayım. Sarayın dışındaysam, ben bu toplumun içindeyim. Kabul etmem. Bugüne kadar gelen hiçbir teklifi de etmedim zaten.” diye yanıtladı. Akbayram iktidarın köprü, yol gibi, sürekli propagandasını yaptığı icraatlarını da “Köprüler, yollar yapmışlar. Ama bunlar zaten iktidarın görevidir. Köprü olmayan yere köprü yapacaksın tabii. Bu ülkenin kaynakları sizin elinizde. Onun için de eksik olan her şeyi yapmak zorundasınız. Cebinizden çıkmıyor bu para. Herkes vergisini veriyor” şeklinde yorumladı.
Geçtiğimiz yıl Erdoğan’ın söylediği “her alanda iktidar olduk, ancak kültürel alanda iktidar olamadık” sözleri paralelinde, iktidarın”kültürel hegemonyasını tahkim” projesi olan röportajlarda, genellikle “karşı mahalleden” bir sanatçı konuk ediliyor ve o kişiden iktidar politikalarıyla uyumlu yanıtlar alınıyor. Geçtiğimiz haftalarda Ahmet Ümit, Derya Köroğlu, Bülent Ortaçgil gibi isimler bu röportajlara katılıp, her ne kadar iktidara “küçük eleştiriler” yöneltseler de, örneğin 24 Haziran seçimlerinin ve yeni sistemin “meşruluğu” gibi, iktidar çevrelerini memnun edecek açıklamalarda bulunmuşlardı.