İstanbul’a Deprem Uyarısı: “Zemin Sıvılaşıyor”

Olası İstanbul depremi için uyarılarda bulunan uzmanlar kentin zemininin sıvılaştığına dikkat çekiyorlar. ‘Zemin sıvılaşması’ suya doygun zeminlerde düzenli aralıklarla gerçekleşen sarsıntılar sırasında zeminin taşıma kapasitesini kaybederek üzerindeki binaların toprağa gömülmesine ya da yan yatmasına deniliyor. Türkiye zemin sıvılaşmasının örnekleri 1999 İzmit depreminde Gölcük’te yaşanmıştı. Zemin sıvılaşması konusunda, iktidarın propaganda malzemesi kullandığı ve toplumsal muhalefeti yalıtma aracı olarak dayattığı Yenikapı-Maltepe gibi dolgu alanlara dikkat çekilerek “Dolgu alanlarını doğa tekrar geriye alır” uyarısında bulunuldu. Jeofizik uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Gündoğdu “Yer altı su seviyesi yüksek olan yani dolgu alanlar zemin sıvılaşmasına çok açıktır. Marmara Denizi’nin son 3 senedir aktivitesi değişti. Bütün bunlara baktığımızda Silivri’den İstanbul’a doğru kırılacak olan 1766 depreminin tekrarı olacak. Bunu da hesapladık, 7.5 artı-eksi 2 diye söylüyoruz. Depremin şiddeti 7.5 büyüklüğünde olacaksa Endonezya depremindeki gibi her şey olabilir” dedi.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna ise, “Deprem anından suya doygun zeminlerde, tekrarlı titreşim hareketlerinde zemin taşıma kapasitesini sıfırlar. Sıfırladığı anda, üzerindeki yapı da oturma ya da yana doğru yıkılma söz konusu olabilir. İstanbul ölçeğinde genelde sahil bantlarımızda sıvılaşma riski olan bölgelerimiz var. Buralarda da yapılarımızı buna göre projelendirmemiz gerekiyor” diye konuştu. Zemin sıvılaşmasının 1995 yılındaki yaşanan Kobe depremiyle ilk kez incelenmeye başlandığını söyleyen Suna, “Zemin taşıma kapasitesini sıfırlar. Tekrarlı titreşim hareketinde yani bir deprem hareketinde zemin jöleye döner. Jölenin bir taşıma kapasitesi yoktur. Bu çok kısa bir süre içerisinde oluşur. Sarsıntı hareketi bittiği zaman tekrardan eski haline döner. Olası bir depremde tsunami olursa sahil bandındaki yollarımız riskli. Bunlarda bir takım göçmeler, yarılmalar olacak.” dedi.