ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’deki askerlerini çekme kararı aldı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Suriye’deki 2 bine yakın ABD askerinin ülkelerine dönüşünün başladığı ve sürecin en çok 100 gün içinde tamamlanacağı duyuruldu. Trump’ın “Suriye’de IŞİD’i yendik. Benim dönemimde Suriye’de bulunmamızın tek nedeni buydu” açıklamasıyla duyurduğu çekilme kararı sonrası bölgesel siyasi güçler ve devletlerden farklı tepkiler geldi. Trump’ın 2016’daki başkanlık seçimleri öncesi seçim vaatleri arasında yer alan “bölgedeki askeri varlıığın sınırlanması” açıklamalarıyla paralelilk arz eden ve daha önce de denenen, ancak ABD’deki güvenlik ve istihbarat bürokrasisinin engellemesi sonucu hayata geçirilemeyen kararın bu kez uygulanıp uygulanamayacağı ise merak konusu.
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fırat’ın Doğusu’na dair yaptığı saldırı tehdidi sonrası alınmasıyla dikkat çeken karara dair bir açıklama yapan, ABD’nin IŞİD ile mücadelede sahadaki müttefiki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ”ABD’nin çekilmesi askeri ve siyasi boşluk getirecek. IŞİD ile savaşın olduğu bu dönemde çekilmek yerine daha fazla destek gerekiyor. ABD’nin çekilmesinin uluslararası ve bölgesel sonuçları olacak.” ifadelerini kullandı. SDG’nin siyasi kanadı Suriye Demokratik Meclisi (SDM) eşbaşkanı Riyad Derar ise Al Akhbar gazetesine verdiği demeçte ”ABD’liler kararlarında özgür. Biz savunmamıza devam edeceğiz. Onlarla var olmadık.” ifadelerini kullanırken, geçtiğimiz günlerde, TC saldırısına karşı sınırda konuşlandığı yönünde haberler çıkan Rojava Peşmergesine dair, “…Hiçbir zaman IŞİD’e karşı savaşmayan Barzani’nin ‘Rojava Peşmergesi’ bölgemize girmiş değil. Onlar Erbil’de. Onların derdi IŞİD değil, biziz” yorumunda bulundu.
ABD’nin çekilme kararıyla ilgili olarak hiçbir zaman dış güçlere umut bağlamadıklarını söyleyen TEV-DEM Diplomasi Komitesi Sorumlusu Aldar Xelil ise, ‘halkların Türkiye’nin tehdit ve saldırılarını boşa çıkaracak güce sahip olduğunu ve sonuna kadar direneceğini’ söyledi.
İsrail televizyonu Kanal-10 ise kararı ”İsrail’e atılmış bir tokat” şeklinde yorumlarken, İsrail basınında da benzer analizlere yer verildi. ABD’nin, “IŞİD ile mücadele” şeklinde yansıttığı, ancak bölgesel öncelikleri arasında ilk sıralarda yer alan İsrail’in güvenliği paralelinde İran’ın çevrelenmesi politikasıyla çelişen karara dair Başbakan Netanyahu ise, ABD Başkanı Donald Trump ile Pazartesi günü ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ile de dün görüştüğünü, hem Trump’ın hem de Pompeo’nun Washington’un askerlerini Suriye’den çekme fikrini kendisi ile paylaştığını belirtti. Netanyahu’nun aynı açıklamadaki “ABD yönetimi bölgedeki nüfuzunu göstermek için başka yollara sahip olduğunu açıkça belirtti.” ifadeleri dikkat çekti.
İngiltere Savunma Bakanı Tobias Ellwood, ABD Başkanı Donald Trump’ın, ‘Suriye’de IŞİD’i yendik, oradaki varlığımızın tek nedeni buydu’ açıklamasına şiddetle karşı çıktıkları söyledi. Ellwood, ” Tehdit, başka aşırıcılık biçimine dönüşmüş haliyle hala canlı bir biçimde sürüyor” açıklamasını yaptı.
I strongly disagree.
It has morphed into other forms of extremism and the threat is very much alive. https://t.co/wrRMTBJ4tX— Tobias Ellwood (@Tobias_Ellwood) 19 Aralık 2018
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin bölgedeki askeri varlığını eleştirerek, “Fırat’ın doğusu boyunca Türkiye-Suriye sınırındaki gerginlik, ABD’nin buradaki yasa dışı askeri varlığı yüzünden hızlı bir şekilde tırmanabilir. ABD’nin varlığı, Suriye krizinin çözümü önünde duran bir engele dönüşüyor” dedi.
Rusya Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Frants Klintseviç ise ABD’nin Suriye’den tümüyle çekileceğine inanmadıklarını söyledi. Klintseviç, Rus haber ajansı RİA Novosti’ye verdiği demeçte, “ABD, özel kuvvetlerini ve hava güçlerini Suriye’de bırakacaktır.” şeklinde konuşurken, Suriye’deki çok sayıda militanın ABD tarafından Afganistan’a sevk edildiğini öne süren iddiaları dikkat çekti.
ABD’nin çekilme kararına dair dünya basınında da çok sayıda yorum ve analize yer verildi. İngiliz Guardian gazetesi Orta Doğu muhabiri Martin Chulov, savaşın haritada iyi gözüktüğünü fakat sahada durumun o kadar da net olmadığını yazdı. ABD’nin kararına eleştirel yaklaşan Chulov, Suriye’nin doğusunda hâlâ 2 bin 500 IŞİD’linin bulunduğunu, bu grubun üzerindeki baskının sonlandırılmasıyla daha büyük zararlar verebileceklerini belirterek, “Savaşın yükünü ABD ordusu tarafından silahlandırılan ve desteklenen Kürtler omuzladı.” ifadelerini kullandı. TC’nin Fırat’ın doğusundaki Kürtlere saldırmasına ABD’nin ses çıkarmamasının “bariz bir ihanet” olduğunu ve bir gün bölgeye dönmek isterse yeni partnerler bulmak zorunda kalacağını vurgulayan Chulov, kararın “IŞİD’e büyük bir hediye” olduğunu yazdı.
CNN International’da Stephen Collison imzasıyla yayımlanan analizde “Başkan Donald Trump bir keresinde IŞİD’i ABD’li generallerden daha iyi bildiğini söylemişti. Şimdi bunu kanıtlamak istiyor” ifadesine yer verildi. Collison, “ABD’nin şoke edici çekilmesi katıksız Trump işi” başlıklı analizde, ‘büyük bir kumar’ olarak nitelendirdiği karar için ‘özü ve icrası itibariyle klasik Trump’ ifadelerini kullandı.
BBC World çekilme kararını “Trump’ın çekilme kararı ABD’nin müttefiklerini şoke etti” başlığıyla duyurdu. Haberde, Trump’ı destekleyen isimlerden olan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham’ın kararı “Obamavari devasa bir hata” olarak nitelendirdiği belirtildi. Graham “ABD’nin şu anda çekilmesi IŞİD, İran, Beşşar Esad ve Rusya için büyük bir galibiyet” dedi. ABD eski başkanı Barack Obama’nın 2009 yılında aldığı Irak’tan çekilme kararı, Irak’ta 2005 sonrası yükselişe geçen ve son olarak Suriye Savaşı sırasında 2013 ve 2014 yıllarında tepe noktasına vararak IŞİD gibi çetelerin varlığı ile somutlanan cihatçı terörizmin güçlenmesine yol açmakla eleştiriliyor.
Almanya’da yayımlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung da, ‘Trump’ın dünyası’ başlığıyla yayımladığı yorumda ABD Başkanı’nın Suriye’den çekilme kararının Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna yönelik saldırısını kolaylaştıracağını belirtti.
Washington Post haberinde ise, geri çekilme kararının, Rusya ve Esad’ın ‘bölgedeki kontrolünü arttıması için fırsat vereceği’ belirtildi.
Yakın Doğu Haber sitesinde Alptekin Dursunoğlu çevirisiyle yayınlanan Ortadoğu’lu gazeteci Abdülbari Atwan’a ait yazıda ise, kararın belirsizlikler içerdiği vurgulanarak, Brett Mc Gurk’ün bir hafta önce ABD güçlerinin bir süre daha bölgede kalacağı şeklinde yaptığı açıklama hatırlatıldı. Atwan, söz konusu çekilme kararını dört olasılık çerçevesinde değerlendirdi:
“…Birincisi: Erdoğan tarafından başlatılan ve son on gün boyunca tekrarlanan saldırı tehditleri, Suriye Demokratik Güçleri’nin onları Suriye’nin kuzeydoğusunda ortadan kaldırmak için bombalanması.
İkincisi: Trump, bu çekilme kararını Erdoğan’la bir anlaşmaya vardıktan sonra almış olabilir. (NATO üyesi) İki ülke, (TC ve ABD) askeri bir çatışmadan sakınır ve ikisi arasındaki ilişkiler eski stratejik konumuna geri döner.
Üçüncüsü: Trump yönetimi İran’a karşı bir savaş alevlendirmeye hazırlanıyor. Bu yüzden Suriye’deki güçlerini, Irak’taki İran taraftarları özellikle de Haşd Şabi, Nuceba, Irak Hizbullah’ı ve diğerlerinin intikam eylemlerine hedef olmadan önce mümkün olan en kısa zamanda çekmeye karar verdi.
Dördüncüsü: Trump’la Suudi Arabistan, BAE ve belki de Katar’daki müttefikleri arasında ABD’nin çekilmesiyle boşluk oluşmaması ve SDG’nin desteklenmeye devam etmesi için bu ülkelerin güç göndermesi konusunda bir anlaşma yapılmış olabilir.”
Atwan bu iddiasına dayanak olarak, bu devletlere mensup askeri yetkililerin geçtiğimiz günlerde bölgeye yaptığı ziyaretleri gösterdi.