İşkenceyle Gözaltına Alınan Liselilerin Davası Ertelendi

8 Haziran ‘Karne Karşıtı Yürüyüş’ sırasında gözaltına alınan ve geçtiğimiz günlerde bugün görülecek dava için bildiri dağıtırken tekrar aynı şekilde gözaltına alınan liseliler bugün Kartal Anadolu Adliyesi’nde basın açıklaması okudular.Açıklamanın ardından liselililerin duruşması başladı.

Dava,bir liselinin duruşmaya katılamaması ve ifade vermemesinden ötürü 29 Ocak tarihine ertelendi.

Liselilerin Basın Açıklaması 

Bizler liseli gençlik örgütleri olarak 8 Haziran 2018 tarihinde Kadıköy Süreyya operası önünde karne karşıtı bir yürüyüş düzenlemek istedik.

 

Yürüyüşe polis azgınca bir saldırı ile karşılık verdi ve bununla birlikte 22 arkadaşımız işkence ile gözaltına alındı. Bizleri, dört duvar arasına hapsettikleri eğitim sistemi ile gerçek yaşamın sınıflara, sınavlara sığdırılmaya çalışıldığını haykırmak için sokaktaydık. Bu eğitim sisteminin teslimiyetin, boyun eğişin, yok oluşun, köleliğin sistemi olduğunu haykırmak için sokaktaydık. Onların eğitim politikalarını reddettiğimizi haykırmak için sokaktaydık bizleri sömüren, bizleri tüketmeye, robotlaştırmaya, tek tipleştirmeye çalışanlara karşı “karneler sizin gelecek bizim” diye haykırmak için sokaktaydık ve bunları haykırdığımız için işkence edilerek gözaltına alındık yetmedi mahkemelik olduk, duruşmanın çağrısını yaptığımız bildirileri dağıtırken yine gözaltına alındık, yine işkence gördük.

Bu saldırılarla bizlerden ne kadar korktuklarını gösterdiler. Bütün bunlar onların korkularının sonucudur. Biz onların bu korkularını anlıyoruz. Haklılar korkmakta. Cennetlerini kaybetmekten korkuyorlar. Her gün yaralanıyoruz, her gün daha fazla saldırıyorlar. Ama durduramıyorlar, durduramayacaklar. Artık onlara rahat uyku yok. Egemenliklerini baskı ve zulüm üzerine kuran bu haramilerin saltanatı yıkılana kadar liseli devrimciler olarak direnişe devam edeceğiz. Bugün bizlere açılan bu dava tek başına karne eyleminde gözaltına alınanlara yönelik değildir. Bugün okulda, sokakta, stajda geleceği çalınan sömürülen, milyonlarca liselilinin geleceğine sahip çıkma hakkının yargılanmasıdır. Bu dava, bu düzen tarafından yaratılan tüm sorunlara karşı çıkarılacak en ufak sese dahi azgınca saldırılacağının bir ispatıdır. Bizler bu sistem tarafından her türlü baskıya, şiddete karşı mücadele edenler, bencilliğe karşı olan, paylaşmayı savunanlar. Bizler, korkunun egemenliğini tanımayanlar, bu egemenliğin yıkılması için cesaretle kavgaya atılanlar, Örgütlenme mücadelesinin özgürleşme mücadelesi olduğunu bilerek eyleme geçenler, düşlerimiz için dövüşenler şimdi de seni yoksulluğun ve katledilen yıllarımızın, mahvedilen geleceğimizin öfkesini kuşanmaya çağırıyoruz. Üstümüze gelen bu baskı dalgasına karşın ve bu dalganın var olduğu koşullarda da yürümekten başka seçeneğimiz yok. Sesimizi kısmak istiyorlarsa eğer, yapacağımız en önemli şey sesimizi yükseltmek; bizi diz çöktürmek istiyorlarsa eğer, dimdik ayakta durmak yapabileceğimiz tek şeydir. Bugüne dek hiçbir baskı yasası, tarihin akışını geriye çeviremedi; hiçbir baskı biz devrimcileri teslim alamadı ve alamayacaktır! Bize “kader” olarak dayatılan asalak, onursuz, insana yabancı yaşamı redetmek, zulme karşı mücadeleyi yükseltmek bizlerin örgütlülüğünden geçmektedir. Bizi ancak kendi irade ve örgütlü gücümüz kurtarır. Kendi kaderimize, geleceğimize sahip çıkmalı, insanca ve onurlu bir yaşam için mücadeleyi yükseltmeliyiz.

Liseliler Değil İşkenceciler Yargılansın!