27 Temmuz 2011’den bu yana müvekkilleri Abdullah Öcalan ile ilk kez bir görüşme gerçekleştiren Asrın Hukuk Bürosu avukatları Taksim Hill Otel’de bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Avukatlar Rezan Sarıca ve Newroz Uysal’ın katıldığı görüşmeye dair, basın toplantısında ilk söz alan Rezan Sarıca, 2 Mayıs’ta gerçekleşen görüşme öncesi kısaca, sürecin nasıl geliştiğini aktardı. Sarıca, Öcalan ile görüşmek için şimdiye dek verdikleri 800’den fazla dilekçeden sonuncusunda, İmralı’daki görüş yasağının kaldırıldığına dair yanıt aldıklarını, ancak söz konusu avukat görüşlerinin devamına ilişkin ne kendilerinde, ne de müvekkillerinde bir bilgi olmadığını belirtti. Rezan Sarıca ayrıca, İmralı’daki diğer tutsaklar için yaptıkları görüşme başvurusunun ise kabul edilmediğini söyledi.
Görüşme için dört avukatın başvurduğunu ancak iki avukatın görüşüne izin verildiğini ifade eden avukatlar, bir saat kadar süren görüşme sırasında not alış-verişine izin verilmediği belirttiler. Bu nedenle Öcalan ve onunla beraber İmralı’da tutulan diğer tutsaklar Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın da imzaladığı açıklamanın ellerine hafta sonu ulaştığı, dolayısıyla basına da bugün açıklama yapıldığı söylendi.
Avukat Newroz Uysal’ın okuduğu ve Öcalan’la birlikte, diğer üç tutsağın imzasının bulunduğu açıklamanın “bu metin herhangi bir müzakere ya da mutabakat metni değildir” ibaresiyle başlaması dikkat çekti. Açıklamada şu başlıklar öne çıktı:
Artan toplumsal kutuplaşmaya dair, “müzakere ihtiyacının” altının çizildiği metinde, “…İçinden geçtiğimiz tarihi süreçte derin bir toplumsal uzlaşmaya ihtiyaç vardır. Türkiye’nin ve hatta bölgenin sorunlarını, başta savaş olmak üzere, fiziki şiddet araçlarıyla değil, yumuşak güçle yani akıl, politik ve kültürel güçle çözebiliriz.” ifadelerine yer verildi.
Suriye’de süren savaşa ilişkin ise, Suriye Demokratik Güçleri ön plana çıkarılarak, “Suriye’nin bütünlüğü” vurgusuyla Şam yönetimine, “Anayasal güvenceye kavuşturulmuş yerel demokrasi perspektifi” şartıyla mesaj verildi. Metnin aynı bölümünde yer alan “…Bu bağlamda Türkiye’nin hassasiyetlerine de duyarlı olunmalıdır.” ifadesi ise, geçtiğimiz günlerde, Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Diplomasi Komitesi üyesi Salih Müslim’in Türkiye ile dolaylı görüşmeler var açıklamasını akıllara getirdi. Söz konusu dolaylı görüşmelerin ise, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey tarafından koordine edildiğine dair bilgiler basına sızmıştı.
Açıklamada ayrıca, halen hapishanelerde, tecride ve baskılara karşı devam eden açlık eylemlerine dair de “…Cezaevleri içindeki ve dışındaki arkadaşların direnişlerine saygı duymakla birlikte, sağlıklarını tehlikeye atacak ve ölümle sonuçlandıracak konumlara taşıracak noktaya taşımamalarını önemle belirtmek isteriz. Bizim için onların akli, fiziki ve ruhi sağlıkları her şeyin üstündedir. Ayrıca en anlamlı yaklaşımın zihinsel ve ruhi duruşun geliştirilmesiyle bağlantılı olduğuna inanıyoruz.” ifadelerine yer verildi.
İmralı’daki tutsakların açıklaması, Kürt Siyasi Hareketi’nin silahlı unsurları ile devlet arasında “çözüm süreci” olarak da anılan ateşkesin başlarında yazılan ve Amed Newrozu’nda okunan “2013 Newroz Bilgirgesi” vurgusuyla bitirildi. Açıklamanın bu bölümünde o süreçteki duruşlarının devam ettiği belirtilerek bu duruş nedeniyle dayanışma gösteren herkese teşekkür edildi.