Maraş Türkoğlu 1 No’lu L Tipi Kapalı Hapishanesi’nde kalan 4 devrimci tutsak, askeri nizamda sayım dayatmasına karşı 7 gündür açlık grevinde. İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi’ne gönderdikleri mektupta, yaşadıkları hak ihlallerini sıralayan tutsaklar, talepleri karşılanana kadar eylemlerini sürdüreceklerini kaydetti.
Açlık grevindeki tutsaklar, askeri nizamda sayım dayatmasına son verilmesinin yanı sıra koğuş birleşme taleplerinin yerine getirilmesi, hapishane girişinde çıplak arama dayatmasının son bulması, koridorda askeri nizamda yürüyüş dayatmasının son bulması, keyfi disiplin cezalarının iptal edilmesi, yaka kimlik kartı taşıma uygulamasından vazgeçilmesi, Yeni Yaşam Gazetesi, kitap, mektup ve kargolarının verilmesini talep ediyor.
Cezaevinin D-5 Koğuşu’nda kalan açlık grevindeki tutsaklardan Erkan Aydın, aynı koğuşta birlikte kaldığı 10 arkadaşı ile yaşadıkları hak ihlallerine dair kaleme aldıkları mektubu İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi’ne gönderdi.
Mektupta, maruz kaldıkları hak ihlallerine ve askeri nizamda sayım dayatmasına karşı her koğuştan bir tutsağın 25 Kasım itibariyle süresiz-dönüşümsüz açlık grevine başladığı bilgisi yer aldı.
Tutsakların yazdığı mektupta hapishanede yaşanan problemlerden bazılarına yer veriliyor. Sayımların askeri nizamda ayakta ve sesli alınması, 12-24 kişilik koğuşlar olmasına rağmen koğuşlarda 3, 5, 9 kişi olarak tutulduğu, kitap kotasının 5 ile sınırlı olduğu, kurum kütüphanesinin olmaması, depoda bulunan kitapların habersiz bir şekilde görüş günlerinde ailelere teslim edilmesi, herhangi bir ortak faaliyet alanının olmaması, toplam haftalık faaliyet hakkının 10 saat olması gerekirken 40 dakika ile sınırlandırılması, koridorlarda, tek sıra halinde askeri yürüyüş dayatması yapılması başı çeken sorunlar.
Tutsaklara koğuş giriş çıkışlarında kimlik taşıma dayatılıyor. Kabul etmedikleri için çok acil bir durum olmasına rağmen revire çıkamıyorlar. Tutsakların yazdığı mektupta;
“Kurum müdürü ve savcının ‘Tebligatın var, imzalaman gerekiyor’ gibi nedenlerle çağırdığı ve müdür odasında kendisiyle görüştüğü arkadaşlarımıza ajanlık ve itirafçılık dayatmalarında bulunarak, aramızdan ayrılma yönünde ikna dayatmasına girmesi. Yazdığımız aylık gazetelerden olan ve herhangi bir yargı kararı ile kapatılmamış olan Yeni Yaşam gazetesi bizlere hiçbir gerekçe sunulmadan verilmiyor olması. Kuruma kabullerde tüm dava tutsağı arkadaşlarımıza çıplak arama dayatması yapılıyor olmasını kabul etmeyen tüm arkadaşlarımıza fiziki saldırı, psikolojik baskı, sözlü hakaretlerde bulunulması. Kuruma kabulde sonra geçici koğuşa alınan arkadaşlarımızın ayakta sayım vermeye zorlanması, kabul etmediğimiz için saldırıların olması, koridorlarda yüzükoyun yere yatırılarak saldırılara maruz kalmamız. Süngerli olarak tabir edilen psikolojik ve fiziki şiddetin yoğun yaşatıldığı odalarda çıplak kalacak şekilde kalmamız.
Tüm bu keyfi uygulamaları kabul etmediğimiz için demokratik yollardan protesto hakkımızı kullanıyoruz ancak bu hak görmezden gelinerek, bizlere disiplin cezaları verilerek, İnfaz Hakimliği’nin de yanlı duruşuyla, yangından mal kaçırırcasına hücre cezalarına maruz kalıyoruz. Daha önceki hücre cezası göz önünde bulundurularak İsmail Eke arkadaşımızın infazı yakıldı. Ancak kararın yerinde olmadığı Cumhuriyet Başsavcılığı da doğruladı. Hücre cezasına götürülen arkadaşlarımıza gözaltındaymış gibi bir muamele yapılıyor, keyfi uygulama ve yasaklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Çarşaf, battaniye mevsim şartları dikkate alınmadan, kalem, saat, bağcıklı ayakkabı, kitap, radyo ile temizlik malzemeleri, masa, sandalye gibi asıl yaşamsal ihtiyaçlarda yönetmelik gerekçe gösterilerek verilmiyor. Her saat başı sigara gerekçesiyle, sigara da verilmiyor. Işıklar (aydınlatma) sabaha kadar yakılarak psikolojik baskı yapılıyor, hücrede bulunan arkadaşlarımıza ayakta sayım dayatılıyor.
Tüm bu keyfi ve insanlık onur, haysiyetini hiçe sayan uygulamaların sonlandırılması için haklı taleplerimize cevap anlamamız (özellikle kitap, sayım, koğuşların birleşimi, ortak faaliyet alanının açılması). Uygulamaların uygulandığını görmemiz için 4 Kasım 2019’da kurum ve kurumlara göndermiş olduğumuz başvuru dilekçe ve mektuplarına herhangi bir geri dönüş alamadık. Cezaevi idaresi sorunları ısrarla görmezden gelmesine karşılık 11 Kasım 2019 tarihinde 2 gün yemek almayarak ve 18 Kasım 2019 tarihinde 2 günlük açlık grevine girerek demokratik yollardan protesto hakkımızı kullanarak talebimizi ortaya koyduk.
25 Kasım 2019 tarihi itibariyle de her koğuştan bir arkadaşımız açlık grevine başladı. Koğuşumuzdan arkadaşımız Erkan Aydın girdi. Ve zamanla gelecek olan süresiz-dönüşümüz açlık grevi ile çözümsüzlüğü dayatan cezaevi idaresine taleplerimizin karşılanması için adım atmaya çağırıyoruz. Taleplerimizin karşılanması ve yasa yönetmeliklerin fiiliyatlarına uyarlanması suretiyle, insan olmamızın getirmiş olduğu haklarımızın uygulandığı, daha yaşanılabilir koşulların yaratılmasına kadar bu kararlılık ve inançla devam edeceğiz. Baskılar, hücreler, infaz yakmalar gibi uygulamalar bizleri geri adım atmaya sevk edemez.” ifadeleri yer alıyor.
Kaynak: MA