Avustralya kıtası, geçtiğimiz Eylül ayından beri yıkıcı yangınlarla boğuşuyor. Aralık ayında etkisini arttıran yangınlarda şimdiye kadar 25 insan ve sayıları milyonlarla ifade edilen hayvan yaşamını yitirdi.
Özellikle Yeni Güney Galler (YGG) bölgesinde etkisini hissettiren yangınlar binlerce insanı evinden etti. Aralık ayında etkisini arttıran yangınların yol açtığı duman bulutları, alevlerden yaklaşık 100 km uzakta bulunan Sydney ve Melbourne gibi şehirlerde bile etki gösterdi ve yaşamı olumsuz etkiledi.
Yangınlarda, şimdiye kadar aralarında 3 gönüllü itfaiyecinin de olduğu 24 kişi yaşamını yitirdi, 2000’den fazla ev harap oldu. Avustralya anakarasında şimdiye kadar 9 milyon hektar çalılık kül oldu. Avustralya anakarasına 15 km uzaklıkta bulunan Kanguru Adası ise bitki örtüsünün 3’de birini kaybetti.
Yangından en çok etkilenenler ise her zamanki gibi hayvanlar oldu. Nesli henüz tükenme tehlikesi altında sayılmayan ancak tükenmeye duyarlı olarak sınıflandırılan on binlerce koala ve pek çok türün bireyi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren hayvanların sayısı yüz milyonlarla ifade ediliyor ancak yangının şiddeti ve sürekliliği sebebiyle 1 milyara ulaşması an meselesi.
Avustralyalı kömür madeni şirketlerinin büyük bir destekçisi olan ve kömür kullanımının kısıtlanması fikrini “saçmalık” olarak değerlendiren Avustralya Başbakanı Scott Morrison, Aralık ayında yangınlar sürerken Hawaii tatili yaptığı sırada gelen tepkiler sonucu, rahatından olarak, ülkeye dönmek ve özür dilemek zorunda kalmıştı. Morrison, aynı zamanda yangına yeterli müdahalede bulunmadığı ve felakete göz yumduğu gerekçesiyle de tepkileri topladı.
Avustralya Polis Departmanı, yangınların sabotaj sebebiyle daha da şiddetlenmiş olabileceğini ve şimdiye kadar yangınla alakalı olarak 25 kişinin gözaltına alındığını aktardı.
Sıcak iklimi ve çalılıklarla kaplı bir bitki örtüsüne sahip olması sebebiyle sık sık gerçekleşen doğal yangınlara alışkın olan Avustralya’da meydana gelen bu yangınlar, son zamanlarda -özellikle 2017’den beri- yükselen sıcaklıklar ve iklim değişiklikleri sebebiyle “doğal” olmaktan çıkmış, kapitalizmin felaketine dönüşmüştür.