Devletin kaçırarak katlettiği yakınları için her cumartesi bir araya gelen ve eylem yapan Cumartesi Anneleri, 772. kez alandaydı. Bu hafta, 1996 yılında Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde gerçekleştirilen katliam için eylem yapan Cumartesi Anneleri adına açıklamayı Gülseren Yoleri okudu. “Hakikat, adalet ve vicdan adına Güçlükonak Katliamını unutmayacağız” diyen Yoleri, 772 haftadır yineledikleri talepleri tekrar sıraladı: “Güvenlik güçlerinin dahil olduğuna dair ciddi iddiaların bulunduğu ağır suçlarda, fail ve sorumlu konumunda olan kişilerin tespit edilerek bağımsız bir yargılama faaliyeti sonucunda cezalandırılmaları sağlanmazsa, bu suçların sorumlusu artık devlettir.” ifadelerini kullandı.
Güçlükonak Katliamı Neden Oldu? Neler Yaşandı?
PKK’nin 15 Aralık 1995’te ilan ettiği tek taraflı ateşkesin ardından 12 Ocak 1996’da Şırnak Güçlükonak’a bağlı Çevrimli ve Yatağan köylerine baskın yapan askerler, dağdaki yakınlarına yardım ettikleri iddiasıyla Abdullah İlhan, Ahmet Kaya, Ali Nas, Neytullah İlhan, Halit Kaya ve Ramazan Oruç’u gözaltına aldı.
Gözaltına alınanların Taşkonak Jandarma Taburu’nda işkence ile katledilmesinin ardından 15 Ocak’ta karakoldan Koçyurdu köyüne telefon eden jandarma, gözaltına alınanların serbest bırakılacağını, onları almak için bir minibüs getirilmesini istedi.
Bu durumdan şüphelenen köy korucuları Hamit Yılmaz, Abdülhalim Yılmaz, Mehmet Öner ve Lokman Özdemir, şoför Ramazan Nas’ı yalnız bırakmamak için onunla birlikte karakola gitti. Jandarmalar onları da katletti ve katledilen 11 kişi aracın koltuklarına bağlanıp başlarına çuval geçirilerek jandarma kontrolündeki minibüsle yola çıktı.
Askerlerin ve korucuların beklediği noktaya gelince aracın içindeki jandarmalar inerek uzaklaştı. Minibüs önce silahla tarandı; sonra atılan roketlerle cesetler yakıldı.