Grup Munzur’a 5 Yıl Şarkı Yasağı

2017 Newroz’unda  Van ‘da söyledikleri ‘Zindana Diyarbekir ve Serhildan Jiyane’ şarkıları grup üyelerine yasaklandı.

İzmir’de 1992 yılında kurulan çok dilli protest şarkı ve türküleriyle bilinen Grup Munzur’a şarkı söyleme yasağı geldi. 2017 yılında Van Newroz’unda söyledikleri ‘Zindana Diyarbekir ve Serhildan Jiyane’ şarkılarından ötürü yargılanan grup üyelerine örgüt propagandası gerekçesiyle beş yıl boyunca aynı suçu işlemeleri halinde hapis cezası verilecek. Bir diğer anlamıyla beş yıl boyunca grup Muzur’un şarkı söylememesi istendi.

Grup Munzur açıklamasının tamamı şöyle;

“5 yıl aynı suçu işlemeyin, adı geçen şarkıları söylemeyin, hatta mümkünse konuşmayın’’dır kast edilen…

Coğrafyamızda egemenler karşısında farklı dil, kültür, cinsiyet ve inanca sahip olanlar tüm haklarından yoksun bırakılarak haksızlığın, hukuksuzluğun hüküm sürdüğü bir yaşam kıskacına sıkıştırılmak isteniliyor. Çeşitli saldırı politikalarıyla sosyalistler, devrimciler, yurtseverler ve kadın hareketleri başta olmak üzere tüm muhalif güçler sindirilmek isteniliyor. Hayata geçirilmek istenilen saldırı politikaları karşısında her türden muhalif söz, söylem ve eylem bir engel olarak görülerek düzmece gerekçelerle soruşturma, tutukluma ve uyuşturma operasyonları yapılıyor.

Son günlerde hak gaspları karşısında sözüyle, sesiyle ve sanatıyla halkın yanında duran aydın ve sanatçılar da bu saldırı furyasından nasibine düşeni aldı. Grup Yorum, Yılmaz Çelik, Şenol Akdağ gibi halkın ilerici ve saygın gördüğü sanatçılar terörize edilerek halkla bağları koparılmak isteniliyor. 

Grup Munzur olarak bizim de üyelerimiz ve dayanışma içerisinde olduğumuz dostlarımız gözaltı, soruşturma ve tutuklamalara maruz bırakılarak yıldırılmak ve halkçı sanat anlayışından uzaklaştırılmak isteniliyor.

Grup Munzur’a üye olmamız, Grup Munzur’a eşlik etmemiz, albümlerde yer alan bandrollü eserleri seslendirmemiz, sahnede yaptığımız konuşmalar, 1 Mayıs ve İç Güvenlik Yasası basın açıklamalarına katılmamız gibi nedenler gerekçe gösterilerek hakkımızda davalar açılıyor, tutuklanıyor veya ifadeye çağırılıyoruz. Bu gerekçelerle hakkında dava açılan Grup Munzur Kolektifi üyelerimiz Onur Yanardağ, Berivan Gülen, Erçin Demir’in davaları devam etmekte. Yıllarca grup kolektifimizde yer alan ve emeğini her daim bizimle paylaşan Şenol Akdağ’ın tutukluluğu yine devam etmekte. 2019 Yerel Seçim çalışmalarında sahnede bize eşlik eden müzisyen dostumuz Haydar Cemsu Grup Munzur’a eşlik etmesi, İsyan Ateşin’ini seslendirmesi ve grup üyeleriyle tanışıklığı olup olmadığı sebebiyle sorgulanmak üzere ifadeye çağrıldı.

Yine 2017 yılında sahnede seslendirdiğimiz Kürtçe bir eserden kaynaklı hakkımızda dava açılmış, 21 Mart 2017 Newroz Van sahnesinde seslendirdiğimiz “Zindana Diyarbekir ve Serhildan Jiyane” eserlerinden ve sahnede yaptığımız konuşmalardan kaynaklı kolektif üyelerimiz Buket Şimşek, Burak İkiz ve Selçuk Çelik hakkında örgüt propagandası yapmak iddiasıyla soruşturma başlatılmıştı. Geçtiğimiz 25 Aralık 2019 ve 9 Ocak 2020 tarihlerinde grup üyelerinin yargılanma süreci devam etti. Bu sürecin sonucunda kolektif üyelerine yönelik Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verildi, yani; “5 yıl aynı suçu işlemeyin, adı geçen şarkıları söylemeyin, hatta mümkünse konuşmayın”dı kast edilen.

Biz değil; türkülerimiz yargılanıyor!

Egemenler ve onların adaleti, Kültür Bakanlığı onaylı şarkıları sahnede seslendirdiğimiz için bizi yargılayarak; kendi hukukunu tanımıyor!

Toplumun tüm “öteki” kesimlerine olduğu gibi sanata ve sanatçıya karşı da sınır tanımaksızın sürdürülen bu saldırılar, egemen güçlerin yönetememe krizinin yalnızca bir reaksiyonudur.

Özgürlüğü şarkılarda düşlemek,

düşlerini türkülerde söylemek,

direnişi marşlar ile bilemek

suç değildir, yalnız haktır.

Yaşamı, canlıyı katleden, emeğimizi sömüren, hak hukuk ezip geçen kapitalist-emperyalist sömürü sistemine karşı insanca yaşamı savunmak, ezilenlerden yana tavır almak, yaşam hakkımıza sahip çıkmak ‘suç’ değildir! Grup Munzur olarak binlerce elin aynı sofradan yiyebildiği, sınırların ve sınıfların ortadan kalktığı bir dünya yaratma isteğiyle türkülerimizi söylemeye devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

And Olsun ki Milyonların Korosuyla Haykıracağız Türkülerimizi”