Anarşist Gençlik bu sabah saatlerinde İstanbul Üsküdar-Ünalan Köprüsü’nde bir pankart sallandırma eylemi gerçekleştirdi. Geçtiğimiz günlerdeki Elazığ Depremi sonrası depremzedelere “ulaştırmadığı yardımlarla” konuşulan Kızılay, hafta içinde de Başkent Gaz adlı şirketin, “bağış” adı altındaki paralarının çocuk tecavüzleri ile bilinen Ensar Vakfı’na transferindeki paravan rolü ile gündeme gelmişti. Anarşist Gençlik Üsküdar Ünalan Köprüsü’ne astığı ve “en(s)Arsız Kızılay” sloganının yazılı olduğu pankartla, bu ilişki ağını teşhir etti.
Anarşist Gençlik’in eyleme dair hazırladığı bildiri metni ise şu şekilde:
Arsız Kızılay!
İktidarın ön ayak olup kurumsallaştırdığı yolsuzluklar sistemi işliyor. Yandaş vakıf, kuruluş ve şirketlerin gerçekleştirdiği hırsızlık, yolsuzluk ve sömürü bir bir belgelenmeye devam ediyor. Milyonlarca liralık deprem vergilerine ve binlerce bağışçılarına rağmen Elazığ’da gerçekleşen depremin gecesi, bir tweet ile halktan en az 10’ar lira bağış toplamaya çalışan, ardından da bütün TC vatandaşlarına SMS atarak aynı çağrıyı yineleyen Kızılay’ın arsızlıkları sürüyor.
Depremin ardından Kızılay’ın genel müdürünün 30 binin üzerinde, profesyonel üst düzey kadrosundan yaklaşık 50 kişinin de 17’şer bin lira maaş aldığı öğrenilmiş; Kızılay Genel Başkanı’nın oğlunun bir dönem yöneticilik yaptığı, Kızılay’ın 16 bin 750 TL maaş alan Kurumsal Gelişim Direktörü’nün eşinin de aynı maaşla Kızılay Genel Başkan danışmanı olarak çalıştığı ortaya çıkmıştı.
Yüksek zamlarla şişmiş faturalara maruz kalan, yoksulluk sınırının altında aldığı asgari ücretlerle ay sonunu getiremeyen; yaşadığı ekonomik zorluklar sebebiyle intihar etmenin eşiğine getirilen halkın, kendisinden çalınarak toplanan vergilerin nerelere gittiğini sorduğu sıralarda, Kızılay’ın yeni arsızlıkları belgeleriyle ortaya çıktı.
Ankara’da doğalgaz dağıtım işlerini gerçekleştiren Başkentgaz adlı özel şirket, Kızılay’a 8 milyon dolar bağışlamış, ama bunun 75 bin doları Kızılay’da kalmak suretiyle 7 milyon 925 bin dolarının “yurt yapılması için” Ensar Vakfı’na verilmesini de şart koşmuş. Yani Kızılay tacizci, tecavüzcü bir vakfa vergisiz para gönderilmesinin kanalı olmuş, başkanı da dolandırıcıları aratmayan laf cambazlığı ile yapılan işlemin “vergi kaçırmak değil, vergiden kaçınmak” olduğunu anlatmaya çalıştı.
Başkan, yaptığı yolsuzlukların hiç de normal olmadığının farkında olan ve aslında ar, utanma duygusu gereğince -biz böyle bir beklenti içinde değiliz pek tabi- utanması gerekirken kendisini açıklamaya çalıştı ve anlatmaya çalışırken arsızlığa devam ederek “Başkentgaz Kızılay’ın daimi bağışçılarından biri. Bu protokolün daha önce başka örnekleri oldu.” dedi.
İktidarın açtığı yolda ilerleyerek yandaş sermayenin tecavüzcü, arsız Ensar Vakfı’na para aktarmasının kanalı olan (en arsız) Kızılay, yöneticilerinin aldıkları maaşlar ve kaçırdıkları vergilerle halkın yaşadığı acının, açlığın ve sömürünün kaynaklarından biri haline geldi. Halkın ihtiyacını karşılayan değil, kendi cebini ve yandaş Ensar Vakfı’nın cebini dolduran ve bunu arsızlık yaparak açıklamaya çalışan Kızılay’a sözümüz var: Yalanlar söyleyemeyecek, yaşamlarımızı çalamayacaksınız. Yolsuzluk ve arsızlıklarınızla hatırlanacaksınız. Ezilenlerin sırtında bir yük olarak var olmayı sürdüremeyeceksiniz!