Cumartesi Anneleri’nin 775. haftada da Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmesi polis tarafından engellendi. Cumartesi Anneleri, polis engeli üzerine İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nin önünde eylemlerini gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri bu hafta 1994 yılında gözaltında kaybedilen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini sordu.
Bu haftaki açıklamayı kayıp yakını Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak yaparken 779 haftası gerçekleştirilen eylemlere vurgu yaptı. “779 haftadır Anayasa’nın da güvencesinde olan hak arama özgürlüğümüzü tüm engellemelere rağmen kullanarak soruyoruz: Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan sevdiklerimiz nerede? Kaybedilen sevdiklerimizin akıbetini açığa çıkartacak, adli ve sorumlulardan hesap soracak adli ve siyasi irade nerede?” diye soran Ocak, gözaltında kaybedilenlerin sorumlularının hukuk karşısına çıkması gerektiğini belirtti.
Basın açıklamasından sonra konuşan Cüneyt Aydınlar’ın amcası Recep Aydınlar Aydınlar’ın 23 yaşındayken kaybedildiğine dikkat çekerek “23 yaşında bir evladın kaybedilmesinin ne olduğunu, nasıl bir acı olduğunu çok iyi biliyoruz. Ne yazık ki bu ülkede genç insanlarımızı koruyamıyoruz. Gayrettepe Siyasi Şube Müdürlüğü Cüneyt’i kaybetti. Biz şu anda adaletin peşindeyiz. Bugün biz burada adalet arıyoruz. Bu adalet yarın size de lazım olacak.” dedi.
Cüneyt Aydınlar’ın Kaybedilme Süreci
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi Cüneyt Aydınlar, 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy/İncirli’de terörle mücadele polisleri tarafından gözaltına alındı. Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Yedi gün boyunca gözaltına alındığı inkar edildi. Ailenin ve avukatların ısrarlı başvuruları sonucunda, 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltında olduğu kayıtlara geçerek kabul edildi.
Ancak Cüneyt’le birlikte gözaltında tutulan 14 kişi savcılığa çıkartıldığında aralarında Cüneyt yoktu. Bu kişiler avukatları aracılığıyla kamuoyuna yaptıkları açıklamada; Cüneyt’in 20 Şubat 1994 tarihinde gözaltına alındığını ve 20 Mart 1994 tarihine kadar birlikte gözaltında tutulduklarını, ağır işkence gören Cüneyt’in başına geleceklerden Gayrettepe ‘Terörle Mücadele Şubesi’nin sorumlu olduğunu söylediler.
Cüneyt’e ağır işkence yapıldığına, yürüyemez ve hareket edemez halde olduğuna dair çok sayıda tanık vardı. Ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü onu soran ailesine oğullarının 28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermek için götürdükleri Beyoğlu Çukurcuma’da “Dur” ihtarına uymayarak kaçtığını söyledi.
Ailenin başvurusu üzerine İHD avukatları olayı araştırdı. Araştırma sonrası İHD İstanbul Şubesi, 25 Mart 1994 tarihinde bir basın açıklaması yaparak Terörle Mücadele Şubesi’nin gözaltına aldığını kabul ettiği Cüneyt Aydınlar’ı kaybettiğini kamuoyuna duyurdu.
Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Cüneyt Aydınlar’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili etkin idari ve adli bir süreç işletilmedi.
Ailenin başvurduğu tüm yetkili merciler, elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanına göre desteksiz ayakla duramayan birinin 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabileceğini sorgulamadı. Cüneyt Aydınlar dosyası zaman aşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı.