Libya’da devletlerin dahil olduğu bir vekalet savaşına doğru evrilen çatışmalarda, hemen her gün yeni gelişmeler ve iddialar ortaya çıkıyor.
Ankara’nın siyasi ve askeri teçhizat desteğindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) geçtiğimiz haftalarda Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu’na (LNA) bağlı güçlerin Trablus’a yönelik kuşatmasını kırmıştı. UMH güçleri bu süreçte Al Vatiyya hava üssünü ve LNA’nın askeri ikmal merkezi konumundaki Tarhuna’yı ele geçirmişti. Bundan sonra rotasını petrol havzalarına yakın Sirte’ye yönelten UMH’nin bu girişimi karşısında Mısır, Libya’daki savaşa “askeri anlamda da” müdahil olacağının sinyallerini vermişti.
Mısır’dan gelen bu açıklamaya karşın, UMH güçlerinin olası Sirte ve Cufra operasyonu için yığınağı ve hazırlıkları devam etti. Bölgede bulunan Cufra hava üssünde askeri şirket Wagner’e bağlı milisleri bulunan Rusya nın da, LNA’ya takviye amacıyla 11 kargo uçağı ile yeni silahlar ve milis desteği yaptığı iddia edildi. Rusya’nın daha önce de bölgeye MİG-29 savaş uçağı gönderdiği yolundaki bir bilgi ABD’nin Afrika Komutanlığı (AFRİCOM) tarafından medyaya sızdırılmıştı.
Gönderilen takviye arasında altı adet yeni Pantsir hava savunma sistemi olduğu da iddia edildi. Pantsirlerin SİHA’lara karşı güçlendirilen SM modeli olduğu belirtiliyor. Pantsir hava savunma sistemleri geçtiğimiz ay Trablus’a yapılan operasyonlar sırasında Erdoğan’ın damadına ait Bayraktar adlı şirketin geliştirdiği SİHA’lar tarafından düşürülmüştü. AKP’ye yakın sosyal medya hesaplarında ise söz konusu pantsirlerin Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait olduğu iddia edilmişti.
Ankara-Trablus hattında ise, geçen hafta başlaması beklenen olası Sirte operasyonu için ABD’nin tavrını gözleyen temkinli bir bekleyiş söz konusu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında Libya’de birlikte çalışma konusunda olumlu bir yaklaşım olduğunu ve ABD ile bu ülkede ortak çalışma yapma konusunda talimat aldıklarını iddia etmişti.
AFRİCOM da geçtiğimiz ay sonunda, Rusya’nın Libya’da kalıcı bir üs sahibi olmasının NATO ve Avrupa için güvenlik tehdidi yaratacağı uyarısında bulunmuştu. ABD Dış Politika Konseyi Türkiye uzmanlarından Svante Cornell geçtiğimiz günlerde Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, ABD’nin Libya’yı, TC – Rusya eksenini kırma fırsatı olarak gördüğünü söylemişti. Ancak Cornell açıklamasının devamında, ABD’nin buna karşın Libya konusunda net bir politikasının olmadığını ve Libya’daki gerilimi etkileyen bir başka başlık olan Doğu Akdeniz’de Yunanistan ve Kıbrıs işbirliğini güçlü biçimde desteklediğinin altını çizdi.
Libya’da, gerilimin merkezinde yer alan Sirte’de, Libya eski lideri Muammer Kaddafi’nin mensubu olduğu Kaddafa da dahil olmak üzere birçok kabile ve aşiret bulunuyor. Sirteli kabile üyelerinden oluşturulan bir taburun koruduğu kent Ocak ayı başlarında söz konusu askeri unsurların LNA lehine saf değiştirmesi ile UMH kontrolünden çıkmıştı. Sirte, 2011’de Kaddafi’nin ölümü sonrası cihatçı çetelerin güçlendiği bir bölge olmuş, 2014’te, daha sonra IŞİD’e biat edecek olan Ensar el Şeria adlı çete varlığını güçlendirmişti. Sirte 2015 Ocak ayından Aralık 2016’ya kadar IŞİD kontrolünde kalmıştı.