Kadın cinayetleri bir yandan sürerken, diğer taraftan da devlet iktidarı ve çevresindeki STK görünümlü oluşumlar İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini gündemde tutuyor.
Bu çerçevede Türkiye Düşünce Platformu adli “STK” tarafından hazırlanan İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini talep eden rapor ortaya çıktı.
Raporun içeriğini blogunda paylaşan gazeteci-yazar Murat Yetkin, raporla ilgili, “Kafayı cinsiyete takmışlar. Toplam on üç sayfa olan ama kapak, imzalar ve kendilerini tanıtım sayfalarını çıkarınca seyrek yazılmış on sayfadan oluşan raporu okuduğumda zihnimde beliren cümle bu oldu. Bu kısa raporda toplam 38 kere “cinsiyet” kelimesi geçiyor, en çok kullanılan kelime. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin fesih edilmesini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan talep eden rapordan söz ediyorum. Türkiye Düşünce Platformu tarafından hazırlanıp Mayıs 2020’de sunulmuş. Başlığı: İstanbul Sözleşmesine Yönelik Hukuki ve Psikososyal Değerlendirme raporu” ifadelerini kullandı.
Raporu hazırlayan Türkiye Düşünce Platformu internet sitesinde kendi oluşumlarını “Ümmetin buluşma noktası” ifadesiyle tanıtıyor. Murat Yetkin’in rapora dair yazısından bazı bölümler şöyle:
– İstanbul Sözleşmesi toplumsal cinsiyet eşitliği kavramıyla “kadın ve erkek ilişkilerinde sonu cinsiyetsizliğe varan bir ideolojiyi” imzalayan ülkelere dayatıyormuş.
– Raporun yazarları, “kadınların daha maskülen, erkeklerin ise daha feminen bir davranış şekline kaydığını” zaten gözlemliyormuş. Sözleşme toplumu “cinsiyetsizleştirmeyi” amaçlıyor, cinsiyet algısı tamamen silinmek isteniyormuş.
– Sözleşme, “her türlü cinsel sapma hareketini, cinsel yönelim kavramı ile meşrulaştırıyor ve ahlaki ve toplumsal yaptırımlardan muaf” kılıyormuş. Anayasada hukuk devleti diyorsa ve ortada suç varsa bunun hukuki yaptırımı olur, “ahlaki ve toplumsal yaptırım” ile ne demek istiyor acaba ahlak zabıtası rapor imzacıları.
Rapordan aktarılan “töre cinayeti” başlığı altındaki bilgiler ise adeta “cinayete azmettirici” nitelikte. Raporu hazırlayanlar, töre cinayeti gibi kavramsallaştırmaların , ” iyi niyetli olmaktan çok toplumu ayakta tutan değerlerin itibarını azaltmaya” olduğunu iddia eden eden ifadeler kullanıyor.