Diyarbakır’da kurulan Covid-19 mezarlığında 540 kişinin defnedildiği ortaya çıktı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Fethi Balaman’ın haberi, Sağlık Bakanlığı verileri ile gerçek rakamlar arasında farklar olduğunu bir kez daha gösterdi.
Günlük enfekte kişi sayısının 600 olarak dile getirdiği Diyarbakır’da, virüsten yaşamını yitirenler için kurulan bin kişilik mezarlıkta gömülenlerin sayısı 540’a yükseldi. Her bir parselinde 60 mezarın bulunduğu mezarlıkta, 8 parselin tamamı dolmuş durumda. Diğer parsellerden daha büyük bir alanı kaplayan 9’uncu parselde ise şu ana kadar 60 mezar buluyor. Mezarlığa her gün yeni cenazeler gömülüyor.
Bağlar ilçesindeki Yeniköy Mezarlığı’ndaki koronavirüs mezarlığındaki ilk mezar, 4 Nisan 2020’de virüsten yaşamı yitiren Mehmet Kadri Balbak’a ait.
Bakanlığın açıkladığı verilerle sahanın örtüşmediğini hatırlatan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eş Başkanı Şiyar Güldiken, “Yeniköy Mezarlığı’nda Covid-19’dan yaşamını yitirmiş olanlara ayrılmış bir bölüm var. Buradaki sayıyı biz bilmiyoruz. Ama buradan şunu net olarak söyleyebiliriz. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığının açıkladığı verilerle bizim sahada aldığımız veriler arasında gerçekten büyük bir fark var” ifadelerini kullandı.
Kendilerinin sahada edindiği bilgileri de paylaşan Güldiken, “Bakanlığın açıkladığı verilerle bizim sahada topladığımız veriler arasında büyük bir fark var. Türkiye’de bin 400-bin 500 veriler var son 3-4 gündür. Ama sadece Diyarbakır’da günlük ortalama 700-750 hasta tedavi görüyor. Bunların 150’si de yoğun bakımda tedavi görüyor. Son 3 günde sadece Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kovid-19 birimlerinde tedavi görüp yaşamını yitiren 23 kişi. Dünden bu güne sadece 8 kişi yaşamını yitirmiş” dedi.
“Burada bir manipülasyon olduğunu hep söylüyoruz” diye devam eden Güldiken, halk sağlığının ekonomiye kurban edildiğini ifade etti. Güldiken, sözlerini şöyle tamamladı: “Rakamların düşük tutmak işin gerçek boyutunu gizli tutmak demektir. Bunu gizlediğinizde bu işin ciddiyetinin farkına varılmıyor. Gelinen aşama böyle. Verilerin manipüle edilmesi halkta gerçek bir ciddiyet algısının oluşmasını engelliyor. Demek ki gerçeğini açıklamak gerekir. Söylenen şey ile bu işin pratiğini yansıtan sayılar bir çelişki oluşturduğunda yeterli ciddiyeti maalesef algıda meydana getirmiyor. Söylem ve eylem pratiği tam da burada ortaya çıkıyor. Söylediği şeyle açıkladığı rakamlar dağ fare doğuruyor gibi. Söylediğiyle gerçekleşeni gerçekten aktarsa insanlarda işin ciddiyeti oluşacak ama çok yüksek perdeden bir şey söylüyor. Sonra ise birkaç sayısı söylüyor. Sayıdan ibaret olarak söylüyor.”