Yaşadığımız coğrafyanın çok uzaklarında, resmi tarih anlatısındaki “Anzak” askeri figürü ve ülkenin sembolü haline gelen kangurularıyla pek çoklarının aklına kazınan Avustralya’nın köklü bir özgürlük mücadelesi geçmişi bulunuyor. Hiçbir ülkeye sınır komşusu olmayan bir ada ülkesi olan Avustralya, Aborjinler başta olmak üzere yoğun yerli nüfusu ve bir hayli karışık etnik yapısıyla sosyal ve siyasi hayatı federal bir modele zorlayan bir çeşitliliğe sahip.
İşçi hareketinin güçlendiği yıllarda Avustralya’da da yükselen anarşizm, 1871 Paris Komünü ile beraber daha belirgin bir çehreye kavuştu. 1886’da dünya işçileri için en büyük mücadele deneyimlerinden biri olan “günde 8 saat” mücadelesi Melbourne’deki eylemlerle de sürüyordu. Bu tarihlerde kurulan Melbourne Anarşist Kulübü Monty Miller, Jack Andrews, David Andrade gibi anarşist tarafından örgütleniyordu. Mutualistler, anarşist komünistler ve bireyciler tarafından çeşitli tartışmaların yürütüldüğü toplantılarda Emma Goldman, Peter Kropotkin ve Max Nettlau gibi anarşistlerin eserlerine yoğunlaşılıyordu.
1887 – 1940 İlk Yıllar: Honesty, Direct Action
Avustralya’daki bu ilk anarşist örgütlenmeler kurulurken Honesty (Dürüstlük) adlı ilk anarşist yayın 1887 yılında yayınlanmaya başlamıştı, kapağında “Adalet, eşitlik ve özgürlüğe dayalı reformların açıksözlü bir destekçisi” sloganını taşıyordu. Melbourne Anarşist Kulübü’nün yayın organı olarak basılan ve bir yayın kooperatifi olan Honesty, John Arthur Andrews ve Benjamin Tucker’ın yazılarıyla güç kazandı. Yayın ve kulübün ideolojik yapısı Kropotkin’in fikirlerinden etkilenerek anarşist komünist vurgusunu belirginleştirdi.
Dünya savaşı bütün dünya anarşistlerini olduğu gibi savaşın aktif bir parçası olan Avustralya devletinin şiddeti altında yaşayan anarşistlerin de propaganda kanallarını kısıtlıyordu ancak onlar savaş karşıtı mücadele ve milliyetçilik karşıtı propagandayı yükselttiler.
1914 yılında ABD merkezli IWW’nin (Dünya Sanayi İşçileri) Avustralya’da faaliyete geçmesiyle birlikte anarko-sendikalist hareket yükselişe geçti. Ocak 1914’te Sidney’de, Avustralya IWW’sinin yayın organı olarak Direct Action (Doğrudan Eylem) yayınlanmaya başladı. Eski bir matbaa satın alarak uzun soluklu bir yayıncılık ve örgütlenme deneyimi üretmek isteyen Direct Action yazarları, yayınlarını “Avustralya’nın işçi mücadelesi tarihinde ilk kez tamamen doğrudan eylem ilkelerine dayanan, devrimci olsun ya da olmasın parlamentarist teorilerle kirlenmemiş bir duruşa sahip” olarak tanımlıyordu. “Çalışan sınıfların yazarlığını, destekçiliğini yaparak modern toplum içerisindeki köleliği ortaya çıkaran, onların düşünce ve özlemlerini dile getiren herkese açık”tı. Gazete 1915’in Mayıs ayında iki haftada bir, Ekim’de ise haftalık olarak periyodunu sıklaştırdı. İşçilerin ulaşabilmesi için maliyetine satılan gazete kısa ve vurucu yazılarıyla dikkat çekiyordu. 8000’e ulaşan tirajıyla o yıllarda Avustralya’nın en köklü devrimci yayınlarından biri haline geldi.
Savaş yılları IWW ve Direct Action için de sorunları beraberinde getiriyordu. 1915 yılında yayın, savaş çığırtkanlığına karşı halkı itaatsizliğe çağıran yazılar ve afişler yayınlıyordu. Yayınladıkları ve duvarlara asmaya başladıkları, “Savaşa Avustralya’nın sahipleri gitsin! Ön saflara zenginler, siyasetçiler, hukukçular gönderilsin! Plütokratik asalaklara bir savaş hediye etmek için cehenneme gitmeyin! Dünya işçileri birleşelim, kiralık katil olmamak için ordulara, askeriyeye katılmayalım!” yazan bir afiş yüzünden Direct Action editörleri tutuklandı. Gerçekleştirilen bir komployla devrimci bir madenci olan John Hamilton ve gazetenin eski editörleri Glynn ile JB King vatana ihanet suçlamasıyla tutsak edildiler. Suçlama sonrasında kundakçılığa çevrildi. Gazetenin dağıtımı da yasaklandı ve hareket kriminalize edildi. 1916 yılının sonlarında çıkartılan bir yasayla IWW yasadışı örgüt ilan edildi ve faaliyetleri durduruldu. 1917 yılında postacıların dayanışması ve örgütlülüğüyle Direct Action yayın hayatına ısrarcı bir şekilde sürdürebildi. Sonrasında savaş yıllarının ardından değişen politikalarla birlikte IWW ve Direct Action üzerindeki baskılar da değişim yaşadı.
1940’lardan 1990’lara: Sydney Push Çevresi, Red & Black, Anarcho-Surrealist Insurrectionary Feminists, Rising Free, Libertarian Workers Union, Everything, Circle A
1940’lardan 70’lere kadar Avustralya’da anarşizm popülerliğini genişletti. Özellikle 40’ların başları Avustralya’da avangart sanat akımlarının da yaygınlaştığı yıllardı. Bu dönemde yayınlanan Angry Penguins (Öfkeli Penguenler) isimli yayın anarşistlerle birlikte sürrealist sanatçı Max Harris tarafından yayınlanıyordu. İlerleyen yıllarda Sydney Push adı verilen bir kültürel çevre sayesinde pek çok edebiyatçı, gazeteci, karikatürist anarşist harekete sempati duymaya başladı. Kadın mücadelesinin önde gelen isimlerinden olan ve “Shakespeare’in Eşi”, “İğdiş Edilmiş Kadın” isimli kitapların yazarı Germaine Greer de bu çevrenin bir parçasıydı. Gençlik hareketiyle de etkileşim halinde olan bu hareket, 1968 hareketinin Avustralya’daki yansıması oldu.
Yazının devamı bir sonraki sayıda yayınlanacaktır.
Meydan Gazetesi’nin 54. sayısında yayımlanmıştır.