Türkiye’deki 295 devlet hastanesinin 102’sinde kürtajın yasak olduğunu belirten HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, fiili kürtaj yasağının nedenlerinin araştırılması ve isteğe bağlı kürtajın sağlanmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını teklif etti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, ‘fiili kürtaj yasağı’na ilişkin Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi sundu.
“Türkiye’de güvenli, ücretsiz ve erişilebilir kürtaj hakkı, kürtaj yapmayı reddeden kamu yetkililerince engellenmektedir” diyen HDP’li vekil, önergesinde şu ifadeleri kullandı:
“Yasal olmasına rağmen doğum kontrolü yöntemleri ile kürtaj hizmeti sağlamayan kamu hastanelerinin tespit edilerek fiili kürtaj yasağının nedenlerinin araştırılması ve isteğe bağlı kürtaj hizmetinin sağlanmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98. İçtüzüğün 104. ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederim.“
Gülüm, önergesinin gerekçesinde ise Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi’nin “Yasal Ancak Ulaşılabilir Değil: Türkiye’deki Kamu Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” raporundaki verileri hatırlattı.
Söz konusu rapora göre, Türkiye’de yasal olmasına rağmen 295 devlet hastanesinin 102’sinde kürtajın yasak veya devlet hastanelerinde yapılmadığı gerekçesiyle kürtaj hakkının engellendiği belirtiliyor.
Raporda 295 hastanenin yalnızca 10’unda kadının isteği esas alınarak, hiçbir şart koşulmadan kürtaj hizmetinin verildiği, “İsteğe bağlı kürtaj yapmayan” hastane oranın ise son dört yılda yüzde 12’den yüzde 54’e çıktığı ve İstanbul dahil olmak üzere 56 ilde isteğe bağlı kürtaj hizmetinin verilmediği ifade ediliyor.
“Bu veriler hükümetin kürtaj karşıtı politika ve söylemlerinin yaygın bir fiili yasağa dönüştüğünü açıkça göstermektedir” diyen HDP’li Gülüm, önergesinin devamında şu ifadelere yer verdi:
“Özellikle 2012 yılından itibaren sistematikleşen kürtaj karşıtı uygulamalar ve kürtajın bir cinayet olduğu yönündeki söylemler kürtajın yasal olmadığı algısına yol açmıştır. Bununla birlikte devletin sorumlu olduğu kamu hastanelerinde ücretsiz sunulması gereken hizmetlerin özel hastanelere yönlendirilerek ücretli hale getirilmesi sağlık hakkının ihlaline, özellikle yoksul kadınların bu haktan mahrum kalmasına neden olmaktadır.
Dahası, Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla birlikte sağlık ocaklarının kapatılarak aile hekimliğine geçilmesi ve hastanelerde olduğu gibi burada da performans sisteminin etkili olması, Dünya Sağlık Örgütü’nün temel ilaçlar listesine aldığı medikal kürtaj haplarına erişilememesi, hekimlerin yasalara aykırı olduğu halde kürtajı yapmama durumunda korunacağını bilmeleri veya aksine kürtaj yaptıkları için fişleneceği baskısı gibi nedenler fiili kürtaj yasağının başlıca nedenleri arasındadır.“