10 Ekim Ankara katliamı davasının firari sanıklar yönünden ayrılan dosyasında, mahkeme heyetinin değişmesinin ardından geçen hafta yeni Mahkeme Başkanı ile aileler arasında tartışma yaşanmıştı. Oğlunu katliamda kaybeden bir baba, tanığı konuşmamaya yönlendiren IŞİD avukatına tepki göstererek “Adalet istiyorum” demişti. Mahkeme Başkanı, duruşma düzeninin bozulduğu iddiasıyla aileyi salondan çıkarmak istemişti. İtirazların yükselmesi üzerine salonu terk eden Mahkeme Başkanı, duruşmayı bir hafta sonraya ertelemişti. Davanın görülmesine bugün devam edildi.
Mahkeme başkanının salona girer girmez tehtitkar tavırlarla kimsenin söz almadan konuşamayacağını, tanığa müdahale edemeyeceğini, müdahale eden olursa gelecek celse ve sonrasında duruşmalara katılamayacaklarını söyledi.
Avukat Senem Doğanoğlu, Gebze’de öldürülen Avukat Ersin Arslan için duruşmaları boykot ettiklerini ama bu katliamın önemi nedeniyle mahkemeye geldiklerini anlattı.
Tanığın konuşmasına sanık avukatı tarafından müdahale edildiğini vurgulayan Doğanoğlu, Mahkeme Başkanı’nın dışarı çıkarma ve bir daha duruşmalara almamasının usülen mümkün olmadığını söyledi.
Türkiye’de ilk defa insanlığa karşı suçtan iddianame hazırlandığını belirten Doğanoğlu, duruşma düzenini bozduğu iddia edilen bazı sözlerin bu gibi davalarda olabileceğini anlattı.
Müştekil avukatları, daha önce suruç katliamında olduğu gibi devletin elinde canlı bomba listesinin olduğunu, IŞİD çetecisi olduğu bilinen birçok kişinin Suriye’den giriş çıkışının bilindiğini ve söz konusu çetecilerin takip edildiğini, bomba yapımında kullanılan kimyasalların alışverişlerinin yetkililere bildirildiğini buna rağmen hiç bir önlem alınmadığını belirterek bu davanın sadece IŞİD militanlarıyla sınırlı olmadığını tüm sorumluların yargılanmasını istediler
Avukat Mehtap Sakinci Coşgun, yakınlarını kaybeden aileler ve yaralıların kurduğu 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin kapatıldığını belirterek, 10 Ekim Barış Derneği adına davaya katılma talebinde bulundu.
IŞİD sanığı Erman Ekinci, müştekil avukatların bütün davayı kendi üzerine yıkmaya çalıştıklarını söyleyerek suçsuz olduğunu ifade ederken IŞİD avukatı Heyyam Fidan ise davaya katılma talebinde bulunan ve katılanların dernek, parti ve sendika üyeleri olduğunu iddia ederek duruşmaya alınmamaları için mahkeme üzerinde baskı kurmaya çalıştı.
Ayrıca 10 Ekim katliamında hayatını kaybedenlerin hiç birinin sivil olmadığını ve silahlı örgüt sempatizanı olduğunu bu nedenle de söz konusu katliamın insanlık suçu sayılamayacağı şeklinde nefret söylemlerinde bulundu, ailelere ve katılımcılara provakasyon girişiminde bulundu. Fakat aileler ve müştekil avukatlar sakinliklerini korudular.
Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilirken, duruşma 9 Hazirana ertelendi.