Özellikle şubat ayından itibaren Marmara Denizi’nde etkili olan ve son iki haftadır yoğunluğunu artıran deniz salyası (müsilaj) ile ilgili, devlet iktidarı cenahından yine rant ve talana işaret eden bir “çözüm formülü” geldi.
Bir televizyon programında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Yapıldığında Karadeniz’e akan nehirlerin Marmara’ya karışması söz konusu. Bu da Marmara’daki su kalitesini artırıp deniz salyasını da bitirecek” şeklinde ifadeler sarf ederek, müsilajı, talan ve rant projesi Kanal İstanbul’un “bitireceği” iddiasında bulundu.
Karaismailoğlu “”Karadeniz Marmara’ya göre çok daha temiz. Kanal İstanbul yapıldığında Karadeniz’e akan nehirlerin Marmara’ya karışması söz konusu. Bu da Marmara’daki su kalitesini artırıp, deniz salyasını da bitirecek.” diye konuşurken, gerçekler bakanın bu iddiasının altını boşaltıyor. Konuya dair araştırmalar yapan akademisyenlere göre, boyutları itibariyle Boğaz’da olduğu gibi Kanal içerisinde iki yönlü bir akıntı sistemi geliştirilemeyecek ve Karadeniz’in kirli suları Marmara’ya dolacak. Kirli su akıntıları nedeniyle, Marmara Denizi’nde bol besinli üst tabaka can çekişen alt tabakaya baskı yapacak ve oksijen hızla azalacak. Diğer taraftan, Karedeniz’in de ekolojik yapısını bozacak olan kanal nedeniyle Marmara, Tuna Nehri’nin Karadeniz’i kirlettiğinden şikâyetçi olan devletin bu iddiası paralelinde ölü bir denize dönüşmüş olacak.