20 Temmuz 1974’te TC’nin Kıbrıs’ın kuzeyini işgal etmesiyle Ada’nın kalıcı bölünmüşlüğünün üzerinden 47 yıl geçerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Kıbrıs’a gerçekleştirdiği ziyaret Kıbrıs’ın hem kuzeyinde hem de güneyinde gerilimi yükseltti.
Erdoğan’ın ziyareti öncesi devlet iktidarının bir siyaset yapma aracı haline getirdiği “müjde” haberleri dolaşıma sokulmuştu. Söz konusu “müjdeye” dair, Ankara ve güdümündeki Kuzey Kıbrıs yönetiminin Ada’da çözüm olarak savunduğu iki devletli modele uygun olarak “Kıbrıs Türk Devleti’nin” ilan edileceği ya da Doğu Akdeniz’de doğal gaz yatakları bulunduğu tahminleri yapılmıştı. Ancak Erdoğan’ın “müjdesi” külliye ve millet bahçesinden ibaret yeni inşaat ve rant projeleri oldu.
Öte yandan Kuzey Kıbrıs Parlamentosu’nda 12 milletvekiline sahip Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve üç milletvekiline sahip Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Erdoğan’ın Cumhuriyet Meclisi’nde yapacağı konuşmayı boykot etti. Meclis’teki oturuma katılmama kararı alan muhalefet partileri, boykot kararlarına gerekçe olarak “Türkiye ile Kuzey Kıbrıs ilişkilerinin karşılıklı saygıya dayalı eşitler düzeyinde bir ilişki yerine, buyuran ve biat eden bir anlayışın hakim hale gelmesini” gösterdi.
Kuzey Kıbrıs’ta muhalif basın ise sosyal medyada #AcılarınBayramıOlmaz etiketi açtı. Gazedda Kıbrıs’ın editoryal yazısında “bayram” olarak kutlanan işgale dair “… 20 Temmuz’da ‘Barış ve Özgürlük Bayramı’ adı altında postallar, tanklar, bayraklar ve bir dolu şovenist söylem her sene olduğu gibi yine üzerimize geliyor. İnsanların acıları görmezden gelindi, yaşananlar yok sayıldı ve geçmişle hesaplaşma sürecine girilmeden karşılıklı bir suçlama oyunu ile adanın dört bir yanı milliyetçilik ile beslendi. İşte 20 Temmuz gününü ‘Barış ve Özgürlük Bayramı’ adı altında bizlere dayatanlar da bu oyunun bir parçasıdır. Bu adayı paylaşmakta olduğumuz Kıbrıslırumların, acı ve keder ile anımsadıkları bugün, bize bir bayram havasında sunuluyor….” ifadelerine yer verildi.
Güney Kıbrıs basını da Erdoğan’ın ziyaretine sert tepki gösterdi. İngilizce yayın yapan Cyprus Mail internet sitesinde, Erdoğan’ın konuşmasında Ada’da iki devletli çözüm politikasına vurgu yaptığını ancak Maraş’tan bahsetmediği belirtilerek, şu görüşlere yer verildi:
“Erdoğan, Kıbrıs’taki barış müzakereleriyle ilgili olarak Türklerin bir 50 yıl daha beklemeyeceğini söyledi. Erdoğan, ziyareti esnasında yeni bir cumhurbaşkanlığı sarayının açılışını yapacak.”
Günlük yayımlanan Philenews ise, Erdoğan’ın ziyaret öncesi ve esnasında yaptığı açıklamalar ile bir ‘sinir oyunu’ oynadığını yazdı ve şu ifadeleri kullandı: “Erdoğan ziyaretinin ilk gününde Maraş ile ilgili hiçbir şey söylemedi. Bu da, herkesi bu konuda bir sürpriz olmayacağı konusuna inandırdı. Erdoğan, bir Cumhurbaşkanlığı sarayının inşası duyurusunu yaptı. Maraş’ı ziyaret edip etmeyeceği belli değil. Bir donanma üssü ve insansız hava araçları üssünün inşası için yeni açıklamaların yapılması ihtimal dışı görünmüyor. Erdoğan, Kıbrıs konusunda iki devletli çözüm politikasının yanı sıra AB ve ABD’nin Kıbrıs konusundaki tutumunu eleştiriyor.”
Yunanistan’da yayımlanan Ekathimerini gazetesi de, Erdoğan’ın konuşmasını “Erdoğan konuşması sırasında işgal altındaki topraklarda Cumhurbaşkanlığı sarayı ile hemen yanında bir millet bahçesinin inşa edileceğini açıkladı. Mevcut cumhurbaşkanlığı binasının da müzeye dönüştürüleceğini söyledi.” olarak aktardı.
Diğer yandan Mağusa yakınlarında toplananlar, Erdoğan’ın Ada’ya ziyaretini protesto ederek Kıbrıs’ın federasyonda birleşmesi çağrısında bulundu. Kıbrıslı muhalif gençlerin örgütlendiği Hade platformu ise işgalin 47. yılında “Savaşı Kutlamıyoruz, Barışı Hedefliyoruz” başlığıyla bir bildiri yayımladı. Bildiride “…Askerileştirme ancak adanın tüm toplulukları Federal bir çözüm altında işbirliği yaptığında sona erebilir. Kıbrıs, kendi halkına aittir ve hiçbir yabancı ordu Kıbrıs’ın ona ait olduğunu iddia edemez. Kıbrıs’ı kendimiz sahiplenelim! Hade! “ ifadeleri kullanıldı.