Astronot Thomas Pesquet, cıvık mantarın davranışının mikro yerçekiminden nasıl etkilendiğini inceleyecek.
NASA, Avrupa Uzay Ajansı’yla işbirliği kapsamındaki bir görev aracılığıyla gelecek ay Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) öğrenebilen, adapte olabilen ve hareket edebilen bir cıvık mantar yollayacak.
Doğal yollarla oluşan cıvık mantar Physarum polycephalum, temel öğrenme biçimlerine ve kendini çevresine göre değiştirme yeteneğine sahip.
Biyolojik açıdan tek hücreli mantarlardan farklı türde bir hücre duvarıyla ayrılan bu tür, genellikle nemli bölgelerde çürüyen yaprak ve ağaç gövdeleri üzerinde bulunuyor.
Cıvık mantar, hücrelerini belirli yönlere çekebilen geçici bir ‘kol’ olan yalancı ayakları uzatarak hareket edebiliyor.
NASA tarafından yapılan açıklamada, “Sadece tek bir hücreden ibaret olmasına ve bir beyni bulunmamasına rağmen Blob (araştırmanın adı) hareket edebilir, beslenebilir, kendini organize edebilir ve hatta bilgiyi diğer cıvık mantarlara iletebilir” ifadelerine yer veriliyor.
ESA astronotu Thomas Pesquet, cıvık mantarın davranışının mikro yerçekiminden nasıl etkilendiğini incelerken, Dünya’daki öğrenciler de deneyleri tekrarlayarak sonuçları UUİ’den gönderilen zaman atlamalı verilerle karşılaştıracak.
Bu bir eğitim araştırması olduğu için, Northrop Grumman’ın Cygnus adlı uzay aracının 10 Ağustos’taki ticari ikmal hizmet görevi sonrası ortaya çıkarılacak bulgular için maalesef doğrudan bir uzay uygulaması yapılmayacak.
Öte yandan NASA’nın yakın zamanda Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderdiği tek tuhaf organizma cıvık mantar değil. Bilim insanlarının hayvanlar ve mikroplar arasındaki etkileşimleri araştırabilmesi için hazirandaki SpaceX tedarik göreviyle düzinelerce yavru kalamar gönderilmişti.
Astronotlar düşük yerçekimindeyken vücutlarının mikroplarla ilişkisi değişiyor. Aynı değişiklik kalamarlarda da görüldü. NASA, insanların nasıl korunacağının daha iyi anlaşılmasını sağlamak için hayvanlarda altta yatan sağlık sorunlarını inceleyebilir.
Aynı ay, yüzlerce Britanya solucanı da insanlarla olan genetik benzerlikleri sebebiyle UUİ’ye gönderildi. “C. elegans” solucanlarında bulunan 20 bin genin çoğu, insanlardakine benzer işlevler gösteriyor. Bu yüzden, kaslarının sıfır yerçekiminden etkilenme biçimi, bilim insanlarının uzun mesafeli uzay uçuşlarının uzay yolcuları üzerinde yaratabileceği sorunları moleküler düzeyde anlamasını sağlayabilir.
Kaynak – Çeviri: Independent Türkçe – Kerim Çelik