25 Ağustos’ta Sancaktepe’de yapılan çalışmalara katılan HDP üyesi Celalettin Yalçın, evine döndüğü sırada kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırıldı.
Ters kelepçe uygulanıp gözleri kapatılarak ormana götürülüp işkence uygulanan Yalçın’a ajanlık dayatması yapıldı.
25 Ağustos akşamı, “hakkında gözaltı kararı var” denilerek kaçırılan Yalçın bir süre sonra ormanlık alanda bulunan bir eve geldiklerini ve burada yüz üstü yerde tutulduğunu belirtti.
“Gözlerim bağlı olduğu için araca kimin bindiğini görmedim. Araç biraz daha yol gittikten sonra ormanlık alan olduğunu tahmin ettiğim bir yerde durduk. Araçtan indirildiğimde ayakkabılarımı çıkardılar ve bastığım yer toprak ve çalılıktı. Çok rüzgar esiyordu ve ağaç sesleri geliyordu. Bir eve götürüldüm ve yüz üstü beni yere yatırdılar. Ardından ellerim ve ayaklarım çapraz şeklide bağlandı. İstanbul’da ne zamandan beri yaşadığımı sordular. Doğma büyüme İstanbullu olduğumu söyledim. İllegal işler içerisinde olduğum söylendi. Bende HDP Parti Meclis üyesi olduğumu ve çalışmalarımı açık bir şekilde sürdüğümü söyledim”
Kendisine çok tuzlu köfte yedirilip susuz bırakıldığını söyleyen Yalçın, üstünün çıkartılıp darp uygulandığını ve kendisine “Söylediklerimizi yaparsan, bizimle anlaşırsan sana imkan sağlarız” denilerek ajanlık dayatması yapıldığını aktardı. Çıplak haldeyken fotoğrafının çekildiğini ve bir kişinin eliyle, makadına cinsel saldırıda bulunduğunu söyledi.
“Bana ‘Seni kısırlaştıracağız’ deyip, penisime baskı uyguladılar. Zorla bana İstiklal Marşı’nı okutmak istediler. Uzun bir süre sonra gözlerim kapalı ve ellerim kelepçeli bir şekilde beni başka bir yere götürdüler. Diz üstü çöktürüp, mermi sürülen silahı kafama dayatıp, ‘şahadet getir’ dediler. İşkencelerden sonuç almayınca bana ‘Sana son kez yaşama hakkı veriyoruz. İstanbul’u terk etmezsen sana bir daha bu hakkı tanımayacağız’ dediler”
Sabaha karşı sabah saat 06.00 sularında kendisini Tuzla civarına bıraktıklarını dile getiren Yalçın, hiçbir eşyasının kendisine verilmediğini, sadece iç çamaşırlarının üstünde olduğunu söyledi. üzerinde bulunan 3 bin TL paranın yanı sıra telefonu ve bir sırt çantasının da kendisini kaçıranlar tarafından alındığını anlatan Yalçın, “İç çamaşırlarıyla otobanın kenarına, ormana bırakıldım. İki saat boyunca birilerine ulaşmaya çabaladım. Uzun süre bekledikten sonra oradan geçen bir İETT otobüsü beni aldı. Otobüste aileme telefon açarak, beni almalarını istedim. 2 saatten fazla üstü çıplak bir şekilde bekledim. Ardından kuzenim Bağcılar’dan gelip beni aldı” ifadelerini kullandı.