İstanbul Valiliği tarafından alınan bir kararla, 1 Eylül’de Ümraniye’de bulunan atık kağıt işçilerinin depolarına polis baskını düzenlenerek atıklarına el konuldu. Atık Kağıt İşçileri, yapılan baskılara karşı bugün Ümraniye’de basın açıklaması gerçekleştirdi.
Seslerini duyurmak isteyen yüzlerce kağıt toplayıcısı, Ümraniye’deki bir kağıt toplama deposunda bir araya geldi. Yüzlerce atık kağıt işçisinin katıldığı eylemde, “Çekçekçiler sürdürülebilir yaşamın temel taşıdır”, “Yoksullarla değil yoksullukla savaşın, ekmeğimiz ve onurumuzdan vazgeçmiyoruz” dövizleri açıldı. Basın açıklamasını Mahmut Aytar okudu. Okunan basın açıklamasında: “Çalıp çırpmadan, kimseye avuç açamadan onurumuzla yaşamak için bulabildiğimiz tek iş olan bu işi yapıyoruz. Eğer sorun göçmelerse niçin tüm çalışanlar cezalandırılıyor? Göçmenlerin geri dönüşüm sektöründe çalışması bizim de gelirlerimizi aşağıya çekiyor. Ama biz yoksul insanlarız, göçmenler de bizim gibi yoksul insanlar. Yoksulun halinden en iyi yoksul anlar. Göçmenlerin bu alanda çalışmasının sorumlusu biz değil, mevcut göç politikalarıdır. Ayrıca göçmen işçileri bahane edilirken çöpte çalışanların çoğunun bu ülkenin vatandaşları olduğu gerçeği gözden kaçılıyor. Biz bu ülkenin yoksullarıyız. Ne doğduğumuz yerleri ne milliyetimizi ne de yoksul ailelerin çocukları olmayı biz seçmedik. Dünyaya böyle geldik. Yaşadığımız tüm çilelere ve zorluklara rağmen doğduğumuz topraklarla da yoksul ama namuslu ailelerimizle de gurur duyuyoruz. Çalıp çırpmadan, kimseye avuç açmadan onurumuzla yaşamak için bulabildiğimiz tek şey olan bu iş işi yapıyoruz ” denildi.
Aytar, “Valiliğin iddia ettiği gibi bizim kazancımız haksız kazanç değil, alın teridir. Bizim ekmeğimizin hamuru, alın terimizle yoğrulmuştur. Bir düşünün, önünden geçerken burnunuzu kapattığınız çöplerin içinde mecbur olmasa kim, en önemli şeyini sağlığını bile tehlikeye atarak, sigortasız, güvencesiz, yarı aç yarı tok çalışır? Valilik, uygulamanın nedenlerinden birinin de huzur ve güvenliğin sağlanması olduğunu söyleyerek huzur ve güvenliği bozduğumuza dair hangi delilleri öne sürüyor? Üstümüzün, başımızın, elimizin kirine bakarak mı böyle önyargılı bir önermede bulunuyorsunuz? Şunu bilesiniz ki bizim kirli olan ellerimizdir, yüreğimiz ise herkesten daha temizdir. Bizim yoksulluğumuz cebimizdedir; gönlümüz, göçmeni, Romanı, Kürdü, Türkü’yle bir ekmeği bölüşecek kadar zengindir” diye konuştu.
İstanbul Valiliği ve Çevre Bakanlığı’na seslenen Aytar, “Bu tür uygulamalar yaşanan sorunları çözmüyor aksine daha da derinleştiriyor. Bizleri daha fazla mağdur etmeden bir an önce bu uygulamalardan vazgeçin. Sorunlar varsa bu sorunların giderilmesi için biz geri dönüşüm işçileri, elimizi taşın altına koymaya hazırız. Sizler de kamu idarecisi kimliğinizle bizim de bu halkın bir parçası olduğumuzu ve herkes kadar yaşam hakkımızın olduğun bilinci ve sorumluluğu ile yaklaşın“ dedi.
Kaynak: Anka / Edda Sönmez