SOKAK | FABRİKA | CİNS | TENEFÜS | TOPRAK | ENGLISH | İLETİŞİM | Anarşist Faaliyet

İnan: ”Çürük” raporu almak istemiyorum

Dayanışma

Ege Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde, “emre itatatsizlik” ve “izin tecavüzü” suçlamasıyla yargılanan İnan’ın bugün(8 Kasım), saat 10.00’da yapılan duruşmasında, tutukluluğunun devamına ve müşahadeye sevkine karar verildi. Duruşma 6 Aralık’a ertelendi.

Sistemin Cahilleri Özgürleşiyor

Bildiriler

Tüm bu olup bitenler ne senin güvenliği ne de parlak gelecek düşlerin içindir.Bütün bunlar sermayenin güvenliğinin ve geleceğinin teminatıdır.Unutma bu düzende güvende değiliz ve geleceğimiz ise kapkara.

Halil Savda

Düşünün ki bir savaş var ve kimse gitmiyor!

Alıntı

Ben en temel erdemin ve gayenin insanın yaşama hakkına değer vermekten geçtiğine inanıyorum.
İnsan hayatı kutsaldır.
İnsan hayatının kutsallığına dair ölçü toplumu oluşturan değerlerden biridir. Bir toplumda bu ölçü kaybolduğunda kirlenme kaçınılmaz olur.
Türkiye’de son yıllarda insan hayatına kast edenler çoğaldı. Bu vahim bir durum. Bundan da vahimi, insan hayatına kast edenlerin devlet ve toplumun bir bölümü tarafından kabul edilir olmalarıdır.

Sistemin Cahilleri Beyazıt'taydı

Sistemin Cahilleri Beyazıt’taydı

Sokak, Tenefüs

Bilgi’yi tahakküm altına alan şirketler ve iktidarlar, kurdukları her türlü eğitim merkezleriyle kendisine köle yetiştirme alanları yaratmakta, her an gözetlenen – denetlenen, sivil – resmi polislerin fink attığı bu alanlar sistem tarafından özgürlük alanı olarak yansıtılmakta. Biz bu sistemin ve bilgisinin cahilleri olarak; bilgi’nin iktidarına, denetim – gözetim toplumu çabasına, devlete ve hapsedilmiş bilgiye karşı, kölelik diplomalarını ateşe verdik.

Sistemin Cahilleri Özgürleşiyor - 5 Kasım'da Beyazıt Meydanı'nda

Sistemin Cahilleri Özgürleşiyor – 5 Kasım’da Beyazıt Meydanı’nda

Sokak

Bilginin İktidarına , Denetim – Gözetim toplumu çabasına , Bunların toplamından başka bir şey olmayan devlet ve kurumu YÖK’e karşı 5 Kasım Saat 14:00’te Kara bayraklarla Beyazıt Meydanı’ndayız !

Borusan'ın sanatı, öldürüyor yaşamı

Borusan’ın sanatı, öldürüyor yaşamı

Sokak, Toprak

Aksulular, vadilerini HES ile yok etmeye çalışan BORUSAN’ın düzenlediği festivalde seslerini yükselterek, kendini “Sanatın ve Çevrenin Dostu’ olarak sunan BORUSAN’ı protesto etti.

İhsan Eliaçık

Hırsız kimdir?

http://ihsaneliacik.org/

Alıntı

Başlıktaki kelime size neyi çağrıştırıyor?
İlk duyduğunuzda zihninizde beliren fotoğraf nedir?
Beliren fotoğrafı zihninizde tutun…
Fotoğraf karesine iyice bakın, yakından, daha yakından bakın.
Fotoğrafta gördüğünüz zengin mi yoksul mu?
Yoksul değil mi?
“Hırsızın elini kesin” (Maide; 5/38) veya “Çalmayacaksın” (Çıkış; 19/15) buyruklarını duyduğunuzda oluşan fotoğraf da aynı değil mi?
Zenginin malını çalan yoksul için söyleniyor sanki.
Peki, neden?

Koşullar iyileşti, İnan açlık grevine son verdi

Sokak

Cezaevi’ndeki koşullarını protesto etmek amacıyla 22 Ekim Cuma günü başladığı açlık grevi nedeniyle ‘Sibirya’ adı verilen, kedi büyüklüğünde, cesur, kaçmayan farelerle dolu, kapısı penceresi olmayan bir hücreye atılıp, su, şeker ve tuz gibi en hayati ihtiyaçları karşılanmayan İnan’ın direnişi ve avukatının suç duyurusu sonuç verdi. 27 Ekim akşamı İnan’la görüşen yönetim, O’nu derhal hastanaye sevk edip, istediği koğuşa verdi ve herkesle görüşebilecek.
www.savaskarsitlari.org

Anarşist Perspektif'ten İnan Suver'le Dayanışma Eylemi

Anarşist Perspektif’ten İnan Suver’le Dayanışma Eylemi

Dayanışma, Sokak

İnan’ın Buca Kapalı Cezaevi’nde maruz kaldığı olumsuz koşulları duyurmak, barış için yükselttiği vicdanının sesine kendimizinkileri eklemek ve “halkı askerlikten soğutmak” için bugün Ege Üniversitesi’ndeydik. Dağıttığımız bildiriler ve açtığımız masayla vicdani ret hareketinin toplumsallaşması için çabaladık. Barışın sesi yükselene dek savaş karşıtı çığlıklarımızı yükseltmeye devam edeceğiz.

İnan'dan "neden açlık grevi" diye soranlara mektup

İnan’dan “neden açlık grevi” diye soranlara mektup

Dayanışma

Retçi arkadaşımız İnan; açlık grevine başladığı günün akşamı cezaevindeki gardiyanlarca sorgulandığını, ardından 15. koğuş denilen yere atıldığını söylüyor. Gardiyanlar, koğuşu sibirya olarak niteliyorlar. Bundan sonrası İnan’ın kaleminden devam edecek: