En “girişimci” iş kadınlarından olan ve kendisini çok değişik “ortamlarda” görmeye alıştığımız Leyla Alaton bir gazeteye verdiği röportajla bu kez bizim gündemimize girmeyi başardı. Bu röportajda Leyla Alaton, babası İshak Alaton’u kastederek “Baba kız çok fazla anarşistiz” diyor. Meğerse, Türkiye’nin en büyük sermaye gruplarından biri olan Alarko Holding’in hissedarı ve Yönetim Kurulu üyesi olan Leyla Alaton, anarşistmiş(!).
“Babamla ben, doğru bildiğimizi söylüyoruz” diyerek aklındaki anarşist tanımını açmaya çalışan Alaton, patron olarak ekonomi sayfalarında, özel yaşamıyla magazin sayfalarında bolca yer bulan birisi olarak, bu ülkede doğru bildiğini söylediği için insanların başına neler geldiğini göz ardı ediyor. Kendi dilinde konuşmanın bile engellendiği bir coğrafyada bu kadar sıkça medyada olan Leyla Alaton’un, kimin dilinden konuştuğu belli olsa gerek. Binlerce işçinin yaşamlarını sömürerek servetine servet katan Alaton, bu kadar “anarşist” olsaydı, Davos’a gidemez, Dünya Ekonomik Forumu’nda seçilen “Geleceğin Liderleri”nden biri zaten olamazdı.
Sözlerini “kendine güveni olan bir gençlikten söz ediyorum” diye sürdüren Alaton, burda da muhtemelen kendi okuduğu ABD’deki New Jersey Fair Laigh Dickinson University’nin İşletme Bölümü’ndeki, master yaptığı Newyork University’de Sosyal Bilimler Endüstri Psikolojisi Bölümü’ndeki gençliği kastetmiş olmalı.
Her ne kadar şimdi kendine anarşist dese de tam bir burjuva edasıyla karşıladığı soruları, serbest piyasanın iyiliğinden burjuvazinin topluma olumlu nitelik kazandıran özelliklerine, kapitalist demokrasiden lüks yaşamın ihtiyaç olmasına varıncaya kadar geniş yelpazeli yanıtlarıyla kapitaliste yaraşır cevaplar vermiş. Hiç de aykırı olmayan, bildiğimiz bir kapitalistin ağzıyla…
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 4. sayısında yayımlanmıştır.