Godspeed You! Black Emperor, 2002 yılında paylaştığı albümü Yanqui U.X.o. ile kapağında müzik endüstrisi ve silah endüstrisinin ilişki ağını açığa çıkararak, politik duruşunu gösteriyor.
Jim komadan çıkmıştır, gözlerini açar ve etrafına bakınır. Yataktan kalkar, ne olduğunu anlamaz bir halde hastanenin içinde dolaşmaya başlar. Etrafta kimse yoktur, dışarıya çıkar. Bomboş Londra sokaklarında yürür. Yerle bir olmuş şehirde hiçbir yaşam izi yoktur. Londra sanki savaştan çıkmıştır ve Jim de, tam da böyle bir yerde tek başına kalmıştır. 2002 yılı, Danny Boyle imzalı 28 Gün Sonra filminin giriş sahnesi, neredeyse hepimizin hafızasına kazınmıştır. Tabi ki böyle bir distopyada hafızamıza kazınan sadece filmin girişi değil. Kıyametvari konusu itibarı ile de kendinden epeyce söz ettiren film, yaşadığımız dünyayı farklı koşullarda hayal etmemize yardımcı oluyor. Bunu yapmamıza olanak sağlayan, Jim’in boş Londra sokaklarında yürürken, filmde inceden inceye belirginleşmeye başlayan bir müzik; East Hastings.
East Hastings, Godspeed You! Black Emperor’ın çıkış albümü “F#A#∞” albümününden. “F#A#∞” albümleriyle ilk kez adını duyuran Ouebec’li post-rock grubu, 1994 yılından bu yana farklı tarzı ve duruşuyla müziğin ne olması gerektiğini gösteriyor.
Godspeed You! Black Emperor, herhangi büyük müzik şirketiyle iş yapmayı ya da sponsorluk almayı reddeden “Constellation Records” ile çalışmaya başladıkları günden bugüne hem müzisyen hem de dinleyici olma anlayışına ve pratiğine farklı bir yaklaşım sergiliyor. Bu farklı yaklaşımı, müziği yapma ve bunu paylaşma yöntemiyle açığa çıkartıyor. İlk albümlerini 1997 yılında yayınladıktan sonra 2003 yılında dağıldığına dair söylentiler çıkan; ancak 2010’da yeniden bir araya gelerek müziğe başlayan grup öğretilen tüm müzik standartlarının dışına çıkıyor.
“Plan en başından beri bu, hep daha fazla insan katılır ve grup sürekli değişir. Ve herkesin çaldığı enstrüman sürekli değişir. Çalınanlar bir kez ya da iki kez kaydedilir. Sonra bir daha çalınamaz bile belki. Sürekli çalan bir grup olmak istemiyoruz, severek çaldıklarımızı sürekli çalarak yabancılaşmamak için…” diye belirten grup sürekli değişen üyeleriyle ve asla sabit kalmayan besteleriyle, müziğin kolektif bir üretim aşamasıyla oluşmasından yana olduğunu her fırsatta dillendiriyor. Müziğin böylesine piyasalaştığı, küresel kapitalizmin müziği de bir rant alanı olarak gördüğü ve aynı doğrultuda araçlaştırdığı bu zamanlarda Godspeed You! Black Emperor ise müziğiyle isyan ediyor. “Müzikal reellik”in çok ötesinde hissettikleriyle müziğini icran eden bu grup, müziği bir ifade biçimi olarak görüyor.
Kendilerini anarşist ve anti kapitalist olarak niteleyen grup, bu tavrını müziğine de yansıtıyor. Örneğin, Yanqui U.X.O albümündeki tanıtım yazılarında, “09-15-00” parçasını, “Ariel Sharon, 1000 İsrail askeriyle Mescid-i Aksa’yı kuşattı ve yeni bir İntifada başladı” diye tanıtıyor. Aynı albümün arka kapağında, hangi medya/müzik şirketinin, hangi savunma sanayisiyle ilişkisi olduğunu harita şeklinde deşifre ediyor. Kanada Cumhurbaşkanından, AOL’un CEO’su Steve Case’e, Henry Crown Şirketi Ceosu Lester Crown’dan CIA direktörü John Deutsch’tan Sony Pictures eş başkanı Amy Pascal’a; AOL, AOL Time Warner, Columbia Pictures, DirecTV, Elektra Records, FOX Inc., General Dynamics, Lehman Brothers, Sony, Total, Warner Music Group… gibi birçok şirkete, Aerospace Endüstri Birliği, Aspen Enstitüsü, ABD Ordusu, ABD dışişleri konseyine varıncaya kadar birçok kurum ve kişinin ilişkisini açık bir şekilde ortaya koyuyor.
“F#A#∞” albümündeki Dead Flag Blues parçasının girişindeki konuşma da Godspeed You!Black Emperor’un birçok parçasında olduğu gibi, politik bir konuşmayla başlıyor. Devletin itinayla yok ettiği bir kasabanın sakininin, devletin kasabada yaptıkları hakkında bilgilendirici bir konuşmasıyla başlıyor ve on dakika boyunca devam ediyor.
Bunun dışında, Godspeed You!Black Emperor dayanışma için yaptığı albümlerle de politik duruşunu gösteriyor. Afganistan Devrimci Kadınlar Derneği için hazırlanmış “Azadi” albümü, böyle bir albüm. Albüm için toplanan tüm maddi dayanışma doğrudan bu derneğe gönderilmişti.
Yapım aşamasından, paylaşım aşamasına kadar “eser”lerinin her anını öngörerek üretim yapan bu grup ne kapitalist plak şirketleriyle işbirliği yapıyor ne de albümlerinin küresel müzik marketlerde birer meta haline gelmesine izin veriyor. Grup yarattığı ekolle, müziği beğenilerin çok ötesinde bir yere taşıyor: Hissetmek ve eylemek.
Kapitalizmin yarattığı “her şeyi” tüketme üzerine kurulu kültüre karşı albümlerini sınırlı sayıda çoğaltan, grup elemanlarını ve bestelerini asla sabit tutmayarak müzikal arenada kolektif bir dönüşüm yaratan Godspeed You! Black Emperor, her şey gibi müziğin de piyasalaştığı bu zamanlarda dinlenebilecek ender müzik gruplarından.
GY!BE, bu kaygılarla müziği anlamaya heves etmiş herkesi dinlemeye davet ediyor.