Uzun süreli hapis cezası alan tutsaklar yıllarca eşleriyle görüşememekteler. Bu nedenle tutsaklar aynı zamanda eşleriyle, çocuklarıyla olan bağlılık ve birliktelik duygusundan da yoksun bırakılmaya tutsak edilmişlerdir. Adalet Bakanlığı, bir yıldan uzun bir süreden bu yana dillendirdiği “Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı Hakkında Kanun’da” tek maddelik bir değişikliğe giderek, evli olduğu tespit edilen 50 bin tutsağa, cezaevinde oluşturulacak “oda tipi” evlerde eş ve çocuklarıyla birlikte 24 saat geçirebilme hakkından bahsediyor. Tutsakların bu haktan 4 ayda bir kez faydalanması öngörülüyor.
Bu kapsamda Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada, Azerbaycan ve İran’daki uygulamalar ve Türkiye’deki bütün cezaevlerinin fiziki şartları incelendi. Proje kapsamında, tutsakların eşleriyle birlikte kalabilecekleri yerler “oda tipi” ev şeklinde düzenlenecek. Bu evlerde televizyon, mutfak, banyo gibi bir evde olması gereken her şeyin mevcut olmasından da bahsediliyor. Ancak tutsaklara bu tür hak tanınması durumunda bu hakkın hiçbir koşula bağlanmaması, uzun süreli hapis, kısa süreli hapis, F tipi, normal cezaevi ayrımı yapılmaması keza bu hakkın tutuklu ve hükümlülere karşı bir ödül – ceza gibi kullanılmaması, yani iyi halli olup olmadığı disiplin cezası alıp almadığına bakılmaksızın bu haktan herkesin eşit şekilde yararlandırılması konusunda tutsakların ciddi şüpheleri söz konusu. Kanunda ki tek maddelik değişiklik örneğin disiplin cezası almayan evli tutsaklar için geçerli olacak. Bu da demek oluyor ki çoğu siyasi tutsağın gerekçesiz bahanelerle disiplin cezası aldığı cezaevi koşullarının da bu uygulamanın kimleri kapsayacağına da şüpheyle bakılıyor. Son dönemlerde disiplin cezalarına bağlı olarak çoğu tutsak görüşme yasaklarıyla tecrit edilmiş ve yanlızlaştırılmak istenmiş bir durumdayken, ileri derecede hasta tutsaklara yönelik tedavi imkanları hiç bir şekilde sağlanmazken yani cezaevlerinde bu kadar sorun varken, bunlar halledilmeden bu söylenenler tutsaklara ve tutuklu yakınlarına samimi ve gerçekçi gelmemektedir.
Tutsakların birbirleriyle yaşadığı duygusal bağlanmalar, ortaya çıkan hamilelikler vb. durumlar devlet nezdinde hep bir skandal olarak görülmüş ve bu şekilde yansıtılmıştır. Cezaevi müdürlerinin “sorumluluğu yüksek”, gardiyanların “peçetecilik mi yapacağız” diye karşı çıktıkları bu yeni uygulama peki neden şimdi devreye sokulmak isteniyor? Yoksa başka skandalların üstünü örtmek için mi?
Aramıza duvarlar örenlerin, bizleri birbirimizden koparanların emriyle 8 m2 lik odalarda değil, özgür bir yaşama tutsak edilmemiş yüreklerin, sınırsız buluşması temennisiyle…