Türkiye kadın cinayetlerinin en fazla yaşandığı ülkeler arasında. Her gün 5 kadın erkekler tarafından öldürülüyor. Her yeni gün ekranlarda öldürülen kadınların resimleriyle bu haberleri tekrar duyuyoruz ve tekrar görüyoruz. Bir kadının vahşice öldürülmesinin haklı sebebi diye bir şey olamaz. Ancak katillerin cinayetlerdeki akıl almaz bahanelerinden biri olan “ayrılma” ilk sıralarda yer alıyor. Yani eşlerinin, sevgililerinin sınır tanımayan şiddetine, hakaretlerine ve kıskançlıklarına dayanmayıp ayrılmak isteyen yüzlerce kadın öldürülüyor ve her ne kadar bunların yaşanması istenmiyor gibi görünse de bu cinayetler artarak devam ediyor.
Yaşadığımız toplumda erkeklik yüceltiliyor ve erkek olmaya da anlamlar yükleniyor. “Erkekliğe leke sürdürmemek” adına erkeğin sevgisi, kadının ölümü oluyor. Şarkı sözlerine, filmlere ve romanlara bile konu olan bu gibi söylemler özellikle bu topraklar gibi arabesk kültürle yoğrulan toplumlarda kişiyi tetikleyici hale getirebiliyor.
Evet, arabesk sanatçısı Ümit Besen’i çoğumuz biliriz. Kendisinin, 1995’te ve 2003’te çıkarttığı albümlerinde bulunan bir şarkısı var; “bir çılgınlık eder vururum seni”. Bu şarkı bir bakıma kadın cinayetlerine değiniyor. Nasıl mı?
Kadın artık yediği dayaktan, her gün yaşadığı ıstıraplardan, erkekten bıkmıştır. Boşanmak ister, dava açar (bazılarımız bu aşamaya bile gelemeden öldürülüyor). Tabi erkek derbeder olur güya karısını seviyor ya, bırakmak istemez. Hâlbuki sevgi değildir derdi; kim yemek yapacak, kim çamaşır yıkayacak, kim hizmet edecek, kim her sıkıntıya katlanacaktır. Bu yüzden de ikna etmeye çalışır, ancak kadın karar vermiştir çünkü dönse başına ne geleceğini bilir, dönmez. Erkek der “ya benimsin ya kara toprağın”, kadın tedirgin olur savcılığa gider şikâyette bulunup koruma talep eder, “beni koruyun bu adamdan” diye. Bazen umursamazca “kocandır hem döver hem sever”, bazen alaya alır gibi “çok fazla arka sokaklar izlemişsiniz”, bazen de gelme bıktım dermişçesine “artık öl de kurtulalım” denilerek kadın ciddiye alınmaz. O yaşamı için ölüme karşı tek başına mücadele eder.
Erkekse bu durumu erkekliğine yediremez. Ve şarkı çalmaya başlar “olamazsın başka biriyle evli/yastığımda hala saçının teli/rahat bırakmazlar anılar beni/bir çılgınlık eder vururum seni”. Erkek hınca hınç dolmuştur, gözü kararmıştır çünkü artık istenmiyordur. “Öldürmem gerek namusum için ya benim olmalı ya kara toprağın” diyerek öfkesine sarılır. Ve bildiğimiz vahşet gerçekleşir. Elli bıçak darbesi, yedi kurşun izi ve baltayla parçalanmış ceset parçaları…
Ümit Besen’in şarkısındaki “bir çılgınlık eder vururum seni” sözleri sevgisinden çıldırmış bir erkeği anlatsa da günümüzde kadınların vahşice öldürülmesi erkeğin sevgisinin bir sonucudur. Ve maalesef dünya bu “çılgınlığı” seyrediyor…
Nergis Şen
[email protected]