Dünya tarihinde birçok kez, toplumun ekonomik olarak güçsüz olan kesimi, adaletsiz ekonomik uygulamalara karşı örgütlenmiş, yüksek vergileri ödememek ve kesintilere rağmen hayatta kalabilmek için çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Bu mücadelelerin en belirgin olanlarından biri İngiltere’de Thatcher hükümeti dönemine rastlayan “Kafa Vergisi”, bir başkası ise İrlanda’daki “Çöp Vergisi” idi.
Yunanistan’da da ekonomik krizin ardından, yaklaşık iki yıldır hükümette olan liberal kapitalistler bütçe açığını kapatmak için ekstra vergiler koymaya devam ediyor. Bütün kapitalist ülkelerde olduğu gibi zenginler bu vergilerden muaf tutulurken, krizin faturası yine yoksullara kesiliyor.
Durum böyleyken Yunanistan’da örgütlenen “Ödeme!” Hareketiyle birçok insan ağır vergileri ve yüksek harçları ödemeyi reddetti. Yüksek yol paralarına karşı, otobüs biletlerine yapılan zamlara karşı, acil servisler ve kliniklerdeki muayene ücretindeki artışa karşı ve daha birçoğuna karşı… İnsanlar bu adaletsiz önlemler zemininde ya da komşuluk-yerellik ekseninde örgütlenerek, hayatları için mücadele etmeye başladılar. Bu insanların örgütlülüğüne baktığımızda, farklı siyasi partiler noktasında göze çarpan bir ayrım yok. Bu, ortak düşmana karşı verilen ortak bir mücadelenin gerekliliği ile gerçekleşiyor.
Yunanistan’da insanlar, harçları ve vergileri ödemeyi reddetmeye başlayarak eylemler düzenlediler.Bu vergileri nasıl ödemeyeceklerine ve yasal yaptırımlar noktasında neler yapılabileceğine dair tüyoların yer aldığı kılavuzlar hazırlayıp dağıttılar.
Bu örnekler arasında en önemlilerinden biri, elektrik tesisatı olan her yapıya uygulanan tüketim vergisine (“haraca”) karşı, halkın elde ettiği başarıdır. Bu haracın tahsili, “vatandaşların yasalara uyması ve vergilerini düzenli olarak ödemeleri için” elektrik faturalarına yansıtılarak yapılıyor. (Benzer kesinti Türkiye’deki elektrik dağıtım şirketlerinin faturalarında da mevcut.) Eğer kişi bu vergiyi ödemeyi reddederse elektriği kesiliyor. Uzunca bir süre televizyon kanalları, birçok hükümet yanlısı gazete insanları bu konuda korkutmaya çalıştı. Buna rağmen insanlar bu vergiyi ödemeyi reddetti ve mücadele etmeye başladı. Elektrik şirketinin şubeleri önünde, bakanlık önünde, meclis önünde eylemler gerçekleşti. Elektrikçiler örgütlendi ve vergi ödemediği için elektiriği kesilen evlerin, elektriğini yasal olmayan yollarla yeniden bağlayan ekipler oluşturdular. Birçok farklı sendika (kesilen elektriği yeniden bağlayan elektrik şirketindeki işçiler gibi) bu mücadeleyi destekledi. Sonuçta bu mücadele, hükümetin bu yasayı yeniden gözden geçirmeye ve ödeyemeyecek durumda olanları (işsizler, kalabalık aileler, düşük gelirliler, ücretli çalışanlar vs.) bu “haraç”tan muaf tutan bir düzenleme yapmaya zorladı. Örgütlenen mücadele, oldukça önemli. Yasa tamamen iptal edilmemiş olsa dahi, küçük bir başarı elde edildi ve bu mücadele sonuna dek devam edecek.
Yunanistan’da “Ödeme!” dışında başka birçok mücadele de devam etmekte. Bu örnekler dayanışma ve kolektif çaba ile birçok şeyin başarılabileceğini gösteriyor. Ve sadece bu da değil; bu mücadeleler dünyanın başka yerlerinde başka halklara da ilham veriyor: Tıpkı bugünlerde İspanya’da da ortaya çıkan benzer bir hareket “Yo no Pago” (Ödemiyorum) gibi…
Molly Yarrow
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 9. sayısında yayımlanmıştır.