Hakkari’nin merkeze bağlı Marünis köyü kırsalında yapımına başlanmak istenen kalekol inşaatına karşı bölge haklı direnişte.
Nisan ayı başlarında kalekol inşaatı yakınlarında direniş çadırları kuran köylüler, 1 Mayıs’ı da Meskan Dağı’nda yaptıkları eylemle karşılamış, bölgede kalekol yapımına karşı sürdürülen direniş bu eylem vesilesiyle kamuoyunda gündeme gelmişti.
Jandarma özel harekat ve çevik kuvvet polisi yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı bu eyleme saldırarak çoğunluğu kadın 18 kişinin yaralanmasına neden olurken; bölgede TSK askerlerinin zaman zaman ateş açması sonucu, köylüler jandarmanın saldırması pahasına da olsa, dağın zirvesine yürümeye çalışmışlardı.
Hakkari Meskan Dağı dışında, Kürdistan’ın diğer bölgelerinde de kalekol inşaatlarına karşı eylemler yapılıyor. Özellikle Amed ve Van civarında yapılan kalekollara karşı zaman zaman eylemler düzenleniyor. Eylemlerde, devletin iddia ettiği gibi “barış” değil aksine savaş hazırlığı yaptığına dikkat çekiliyor. Aslında yakın zamanda yaşanan bir örneği düşündüğümüzde de, sürmekte olan kalekol inşaatlarıyla amaçlananın ne olduğunu görmek daha da kolaylaşıyor.
2013 yılı 28 Haziran’ında Amed-Lice kırsalında köylüler, inşa edilmekte olan kalekolu protesto ederken devlet “Savaş Değil Barış İstiyoruz” pankartı taşıyan köylülerin üzerine saldırmış, jandarmanın açtığı ateş sonucu 18 yaşındaki Medeni Yıldırım katledilmişti.
Meskan Dağı’nda yapımı devam eden kalekol, Kuzey Kürdistan genelinde devletin yapmakta olduğu 341 yeni kalekoldan sadece biri. Devlet, 2013 yılı başlarında “çözüm süreci” adı altında başlatmış olduğu süreç boyunca toplam 341 kalekol inşa etti.
Yüksek güvenlikli karakollar olarak bilinen kalekollara ait binalar, 80 santimetre kalınlığında taş duvarlarla, çelik kapılarla, kurşun geçirmez camlarla donatıldı. 12 metrelik nöbet kulübeleri inşa edildi, bu nöbet kulelerine daha “güvenlikli” geçişler sağlamak için tüneller kazıldı.
Kalekol inşaatlarının yanı sıra bölgede, güvenlik barajı adı altında Şırnak-Güney Kürdistan sınırında 11 barajın yapımı devam ederken, büyük bölümü Güney Kürdistan sınır hattı boyunca uzanan 820 km’lik “güvenlik yolu” yapılmışken; Dersim de, Munzur Vadisi üzerinde yapılan 4 güvenlik barajının, Çemişgezek ilçesinde Tagar Suyu, Aliboğazı’nda ve Siirt’te Botan Çayı üzerinde de baraj yapımları sürüyor.
Yani, devlet bir yandan Kürt halkı ile “barıştığını”, çözüm sürecinde olduğunu iddia ediyor; bir yandan da yüksek güvenlikli kalekollarıyla, tünelleriyle, barajlarıyla Kürdistan’da savaşı yeniden üreterek, savaşın devamlılığı için çalışıyor.
Furkan Çelik
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 18. sayısında yayımlanmıştır.