Futbola erkek oyunu diyen bir anlayış, taraftarının da erkek olmasını sağlar. Ancak her yerde her oyunda olduğu gibi sahalarda da, tribünlerde de sadece erkekler yok, kadınlar da var. Meydan Gazetesi olarak Fenerbahçe taraftar grubu Vamos Bien’den Simge Çelik ve Beşiktaş taraftar grubu Beleştepe’den Nurbanu Turan ile futbol ve tribünler üzerine konuştuk.
Futbol kelimesi; etrafımızdaki her şey hızla endüstriyelleştiğinden beri, kelime kökeni itibariyle ata ve erk kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Oyun, “erkek”lerin kafa veya ayak vuruşlarıyla topu karşı kaleye sokma kuralına dayanır. On bir “erkek” ten oluşan iki takım arasında oynanır ve dört “erkek” hakem tarafından yönetilir. Futbolda temel amaç, kaleye topu göndermektir ve buna da “koyduk” denir.
Futbol endüstriyelleştikçe erkekleşmiş, erkekleştikçe kapitalistleşmiş bir oyuna dönüştü. Mahallede boş arazilerde bazen yırtık topla, lisansını değil sadece renklerini önemsediğimiz formamızla, ya da bazen formasızlığımızla, kadınmış erkekmiş önemsemeden futbol oynardık. Yenenin, yenilenin önemi yoktu, sonraki gün kaçta bir araya geleceğimizin önemi vardı. Çünkü en sevdiğimiz oyundu futbol. En birlikte olduğumuz, en samimi olduğumuz oyundu. Şimdi meslekleşmişken, reklamsız hiçbir şey yapılmıyorken, kadınlar yok olmuşken futbol, bizim eskiden oyun olarak oynadığımız futbolu ne kadar anımsatıyor bize? Oyun; bencillik yoksa güzeldir, ölümcül rekabet yoksa uzun ömürlüdür. Bencillik varsa, kanayan dizine yapışmaz hiçbir zaman yara bandı. Kıskançlık varsa, uzanmaz eline bir el, düştüğün yerden kalkman için. Oyun ekip işidir, dayanışma ve uyum gerektirir. Aynı defans oyuncusuyla kalecinin uyumu gibi, aynı saha ile tribün gibi.
Tribünler; taraftarın seyirci kalamadığı yerlerdir. Ne maçtaki heyecanlı bir ana, ne de bir haksızlığa. Endüstriyel futbol yok etmeye çalışsa da e-biletiyle, paso ligiyle, tribün; tribündür. Sevdiğin rengin seyircisi değil taraftarı olmayı deneyimlediğin, polisin ve özel güvenliğin baskısına, şiddetine kol kola direndiğin yerdir. Peki kadın tribünde nerededir?
Çoğu zaman futboldan anlamayan, oynamayı bilmeyen, tribünde yeri olmayanlar oldu kadınlar. Erkeklerle aynı renkleri aynı takımları tutsalar da, erkekler taraftar, kadınlar seyirciydi birçoklarının gözünde. Tezahüratlardan, kaçan pozisyonlara kadar erkek taraftarların dilindeki ataerkil küfürler sarmıştır stadın her yerini. Tribünler bu kadar erkekleşmişken bizde kadın taraftarlarla sohbet ettik:
“Futbolu seveceksen erkek gibi sevmek zorundasın.”
Fenerbahçe taraftar grubu Vamos Bien’den Simge Çelik; Futbol, “erkek” gibi oynanan erkek sporu. Eğer futbolu seveceksen erkek gibi sevmek zorundasın. Erkek gibi küfür etmeli, onlar gibi desteklemelisin takımını. Endüstriyel futbola karşı duruyorken, tribündeki erkek algınında karşısında mücadele etmek gerekiyor.”
“Futbolla ilgili tüm şakalar kadının ofsaytı bilmemesi üzerinden yapılıyor.”
Beşiktaş taraftar grubu Beleştepe’den Nurbanu Turan; Ataerkil toplumda erkek işi diye bir ayrım var, şoförlük gibi. Futbolda mesleğe dönüşmüş durumda, tabiki erkek mesleğine. Nasıl ki erkek algı kadın şoför olmaz diyorsa kadından taraftar da olmaz diyorlar.Tribünler zaten erkeğe göre tasarlanmış, kadınların orada olduğunu unutuyorlar. Küfür ediliyor, arkasından pardon deniliyor. Mesele erkek algısına karşı durmak gerektiği.
TFF’nin kararına göre cezalı maçlarda sadece kadınlar ve çocuk “seyirci” stada giriş yapabiliyor. Bu durum birçok kadın taraftarın tepkisini görmüş durumda. “Kadından taraftar değil seyirci olur” algısıyla tribünlerden yeni bir yer yaratılmaya çalışılıyor ve bu kadının üzerinden gerçekleşiyor. Kadın taraftarlar bu durumu hakaret olarak görüp cezalı maçlara gitmiyorlar.
“Kapitalizm erkektir”
“Kadın bedenine uygun forma yoktu bir yıla kadar. Yapıldığında da bir kez daha gördük kapitalizmi. Ya dekolteydi formalar ya da pırlantalı, “süslü-püslü”ydü. Kadın denildiğinde akıllarına dekoltenin gelmesine şaşırmadık çünkü kapitalizm erkektir ve kadını meta olarak görür.” diyor Vamos Bien’den Simge. “Kapitalizm, kadını metalaştırmaya devam ediyor ve kesinlikle hem sokakta hem tribünde bunun karşısında mücadele etmeliyiz.” diye ekliyor Nurbanu Turan.
Kadınlar hem futbolun endüstriyelleşmesine, hem de futboldaki ataerki’ye karşı mücadeleyi bırakmıyorlar. “biz ne erkeklerle eşit olmak istiyoruz ne de onlardan fazla. Bizi tribünde bir arada tutan şey renklerimizdir ve bu uyumu istiyoruz. Deplasmana giderken otobüste yer verilsin istemiyoruz, turnikeden kol kola atlayalım istiyoruz ve bunu başarıyoruz da.
Tribün çok değerli, ne polisin ne kapitalizmin bir çırpıda yok edebileceği kadar güçlü. Çünkü biz varız, kadınlar ve erkekler var ..