Direnişin, Dayanışmanın Ligi ÖZGÜR LİG

Meydan Gazetesi- özgürlig

Endüstriyel futbola olduğu kadar ırkçılığa, cinsiyetçiliğe ve rekabete karşı Özgür Lig, 5 Nisan’da Ankara Sokullu Ahmed Arif Parkı’ndaki açılış şenliğiyle başladı.“Futbol borsada değil, arsada oynanır” şiarıyla yola çıkan Özgür Lig’le bir röportaj gerçekleştirdik.

Özgür Lig projesi nasıl oluştu, nasıl olgunlaştı?

“Gelengi Keşif” diye bir oluşum var. Bu Gelengiler, politik olmayı pratik yaşantılarımıza nasıl yansıtabiliriz, kapitalist üretim-tüketim bağlarından nasıl sıyrılırız, nasıl çatlak yaratıp kendimize alan açarız derdinde olan bir ekip. Toplantılarında oluşan “İstanbul’da Karşı Lig var, Gazoz Lig var. Biz neden Ankara’da yapmıyoruz?” sorusuyla, yakinen bildikleri ekiplere öneri getirdiler. Kara-Kızıl taraftar, 100. Yıl İnisiyatifi, FC-Bakunin dahil oldu ve fikri güzel bulan diğer takımlar da lige katıldı. Futbolun daha amatör bir ruhla oynanabildiğini göstermekti aslında amaç. “Futbol borsada değil, arsada güzel” şiarıyla başladık işe. Maçları arsada yapmayı düşündük, ancak artık futbol oynayabileceğimiz arsaların tükendiğini fark ettik. Mecburiyetten halı sahada başladık.

Özgür Lig’in işleyişinden biraz bahseder misiniz? Takımlar, kadrolar vs. nasıl oluştu?

Beleştepe, Kara-Kızıl gibi biraz daha muhalif taraftar grupları, zaten böyle bir organizasyon peşindeydi. Öneri gelince, biz Kara-Kızıl taraftar olarak, başlık ve içeriğinde benimsediğimiz şeylere yer verildiği için, lige direk girmek istedik. Diğer taraftar grupları ikili ilişkilerle haberdar edildi, toplantılara çağrıldı. Birkaç hafta içinde 14 takım oluştu. Herhalde böyle bir beklenti varmış, takımını alan geldi.

Takımlar lige nasıl katılır? Şartları nelerdir? Bu şartlar kimler tarafından oluşturulur?

Şartları, yaptığımız toplantılarda beraberce belirledik. İstanbul’daki ligleri de referans alarak, nasıl bir yöntem izleyeceğimize karar verdik. Lig 14 takımla sınırlı gibi görünüyor, ama takımlardan bağımsız biri de oyuna girebiliyor. Mesela Kara-Kızıl’dan biri oynamadığında, başkası onun yerine oynayabiliyor. Yeni bir takım lige dahil olmak istediğinde, toplantılara katılıyor ve anlayışlarımız ortaksa dahil oluyor.

Mevcut futbol anlayışına nasıl karşı çıkar Özgür Lig?

Endüstriyel futbola karşı olduğumuzu beyan ediyoruz. Endüstriyel futbol anlayışı, insanları sömürerek bir piyasa açmak, rekabete zorlayıp zıt kutuplara ayrıştırarak daha çok gelir elde etmek üzerine kurulu.

Biz muhalif taraftar grupları olarak; tam da bu ayrımcılık, bu sömürü noktasında karşı duruş sergiliyoruz ve taraftar gruplarının dışında insanlar da bu mücadelenin bir parçası oluyor.

Kadınların ve LGBTİ bireylerin oluşturduğu takımlar da Özgür Lig’de oynayacak sanırız?

Kaos GL halihazırda var olan takımıyla katılıyor lige mesela. Takımları da, tribünleri de gerçekten çok iyi. Başta konuşurken “futbol bir erkek oyunudur” anlayışının dışına çıkalım, daha karma ve insanların alışık olmadığı görüntüyü sunabilelim istedik.

Son süreçte siyaset dolayımıyla gündemde olan futbolu Özgür Lig nasıl değerlendirir? Siyaset ve futbol arasındaki ilişkiye nasıl bakar?

Bir örnekle anlatayım. Dünkü haberlerde gördüm; cumhurbaşkanı Süper Lig’deki takımların kaptanlarını toplantıya çağırmış. Taraftar gruplarına hep yöneltilen bir eleştiri vardır; futbolu siyasete karıştırıyormuşuz, ideolojimizi tribünlere aktarıyormuşuz. Esasen futbol, siyasetin tam göbeğinde bir şey. Toplumsal olaylara gösterdiğimiz reaksiyonlar, tribüne de yansıyor. Berkin için, Ethem için pankartlarımızla gittik tribüne. Gezi sonrasında, taraftarlara yönelik bir algı açıklığı söz konusu, Çarşı’dan başlayarak. (Başlangıç noktasına Çarşı’yı koyabiliriz.) Dolayısıyla muhalif taraftar gruplarının popülaritesi -aslında o kelimeyi kullanmak istemiyorum- artmış durumda. Bizim duruşumuz Gezi’den önce de böyleydi. Oluşumumuzun çoğu aktivistlerden oluşuyor, bunu da tribüne taşıyoruz, saklamıyoruz.

İstanbul’da da benzer organizasyonlar; Gazoz Ligi, Karşı Lig gibi ligler mevcut. Bunlarla iletişiminiz nasıl? Daha büyük organizasyonlar düşünüyor musunuz?

Doğrudan bir iletişimimiz olmadı bildiğim kadarıyla. Başlangıçta uzlaşıyı hazırlarken manifestolarına baktık, biraz onlardan da beslenmiş olduk, biraz biz bir şeyler ekledik-çıkardık. En son Karşı Lig twitter’dan tebrik mesajı yolladı, şimdilik bağımız bu kadar.

İstanbul’da iki lig var. Ankara’da bizi bir sürü takım sonradan duydu, katılamadı. 25 takım falan olabilirdik iyi duyurabilseydik. Buradaki liglerin çoğalmasını, olursa diğer şehirlere yayılmasını, sonra bu liglerin birbiriyle karşılaşmasını, dayanışmasını sağlayabilsek ne güzel olur.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Biz muhalif taraftar grupları olarak, bir süredir Ankara’daki kent gündemine dair çalışmalar yapıyoruz. Cebeci Stadı’nın yıkılıp yerine AVM ya da otel yapılmasına karşı etkinlik yapıyoruz. Endüstriyel futbolun Passolig’ine karşı duruşumuzu belli eden etkinlikler yapıyoruz. Taraftarı müşteri olarak gören bu zihniyete temelden karşıyız. Passolig alanların bilgilerinin ifşa edildiğini biliyoruz. Bunun için taraftar dernekleri kurduk, dava açtık, hatta bir ara yürütmenin durdurulması kararı alındı ama hukuk sisteminin de nasıl işlediğini biliyoruz. Bunlara karşı bir arada olmak, bir olmak gerekiyor. Özgür Lig’in hem buna olanak sağladığını, hem de dayanışmanın güzel bir biçimi olduğunu düşünüyoruz.

Meydan Gazetesi için bu röportajı gerçekleştiren Taçanka’dan yoldaşlara teşekkür ederiz

Bu söyleşi Meydan Gazetesi’nin 26. sayısında yayımlanmıştır.