“Başkanın Yeni Adamları” – Mercan Doğan

Meydan Gazetesi- Başkanın Yeni Adamları

Başkan olduğunda uygulamaya koyacağı yöntemlerin provalarını yapan Tayyip Erdoğan, seçimlerin ardından “kabineyi başkan seçer” ilkesini uyguladı.

Bir ABD Devlet Başkanı’nın tekrar başkan seçilmesini sağlamak için planlanan büyük kurguyu konu edinen “Başkanın Adamları” adlı filmde olduğu gibi, TC’de de politikalar “Başkanlığa giden yolda her şey mübahtır” anlayışıyla yürütülüyor.

Tayyip Erdoğan’nın başkanlık hayalleri ve bu amaçla uygulanan devlet politikaları, coğrafyada halkların yaşamlarına mal oluyorken; Tayyip Erdoğan, iktidar yanlısı ana akım medyanın kanal ve sitelerinde devlet başkanı ilan ediliyor.

Erdoğan Usulü Başkanlık

Peki, uğruna her şeyin yapıldığı bu başkanlık sistemi ne anlama geliyor? Başkanlık sistemi, en kısa anlatımıyla, güçlü bir yürütme organının ve aktif bir devlet başkanının var olması demek. Bu da yürütmenin, yasamadan bağımsız ve parlamenter sisteme oranla daha aktif bir şekilde kullanılmasını içerir.

Yine de dünyadaki örneklerine bakıldığında başkanlık modelinin farklı uygulamaları vardır. Bu farklılıklar da her devletin kendi oluşturduğu siyasi gelenek ve dönemsel olarak oluşturduğu-değiştirdiği politikalar çerçevesinde ortaya çıkmaktadır.

Başkanlık sisteminin gündem haline gelmesiyle sistemin dünyadaki farklı uygulamalarından olan ABD, Meksika ve Fransa tipi sistemler konuşuldu, tartışıldı. TC’de ise bu sistem, diğer devletlerce uygulanan başkanlık modellerinden alınan ilhamla ve Erdoğan’ın daha fazla güç hırsıyla, iktidarını daha da güçlendirecek şekilde kurgulanmak istenmekte.

Daha şimdiden fiiliyata koyduğu uygulamalarla “alışılmışın dışında” bir cumhurbaşkanlığı görevi icra eden Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen G-20 Zirvesi’nde TC’yi temsil ederken, yürütmenin sorumlu kanadının, yani başbakanın, görevini kullanıp, başbakanı adeta baypas ederek bir “başkan” edasıyla görüşmelere katılmıştı.

Yeni Kabine

Başkanlığını adım adım kurgulayan, başkan olduğunda uygulamaya koyacağı yöntemlerin provalarını yapan Tayyip Erdoğan, seçimlerin ardından yeni hükümetin oluşturulmasında aktif bir şekilde yer almayı kendisine görev bildi. Yürütmenin başı olarak “Kabineyi başkan seçer” ilkesini uyguladı.

Anayasaya göre hükümetin başı olarak kabineyi belirleyecek olan Başbakan Davutoğlu, seçimlerin kazanılmasıyla rüştünü ispat etmiş bir şekilde kabineyi belirlemeye çalışsa da kabinenin belirlenmesinde oldukça etkisizdi; yani deyim yerindeyse, sevinci kursağında kaldı. Özellikle Berat Albayrak, Binali Yıldırım, Süleyman Soylu, Efkan Ala gibi isimlerin kabinede yer alması konusunda başbakan ve cumhurbaşkanı arasında çekişmelerin olduğu fazlaca konuşulsa da, nihayetinde bu isimler, Erdoğan’ın isteğiyle kabinedeki yerlerini aldı.

Çokça tartışılan isimlerden Tuğrul Türkeş, MHP’den ayrılıp AKP’ye geçişinin ödülünü alırken; Nabi Avcı ise AKP’nin “kendi neslini yetiştirme” anlamına da gelen eğitim programlarının değişmeden devam etmesi nedeniyle Mili Eğitim Bakanlığı yerini korudu. Yeni kabinenin en çok konuşulan ismi ise şüphesiz Berat Albayrak oldu ve o da Erdoğan’ın damadı kontenjanından faydalanarak Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na atandı.

Yeni kabine ve yeni meclis başkanının seçiminde tabiri caizse yönlendirilmesi ve yönetilmesi kolay olan kişileri ve yeni gözdelerini seçmeye özen göstermiş olan Erdoğan, otoritesine tehdit gördüklerini, deneyimli olsalar dahi, gözden çıkararak kabineye seçmedi. Açıkça söylemek gerekirse, güvenebileceği ve kendisine tam anlamıyla bağlı kişileri hükümette görmek istedi. Kabinede Berat Albayrak dahil kendisine yakın ve doğrudan bağlı kişilerin yer alması, yüksek tondan eleştirilere neden oldu.

Yapılan eleştirileri dikkate almayarak oluşturduğu, başkanlığı için gerekli politikaları oluşturacak, bunları yürütecek ve anayasanın sınırladığı alanları kendine açacak olan bu kabine; yanlısı ana akım medya tarafından “2023 Kabine”si adıyla selamlandı.

Başkanlığını henüz yasal kılıflara uyduramayan Tayyip Erdoğan uyguladığı politikalarla, yürütmenin aktif ve güçlü bir başı olduğunu ilan ediyor.

Bu nedenle de, anayasal anlamda TC başkanlık sistemine geçer mi, şimdilik bilinmez ama geçildiği taktirde bu sistemin, Tayyip Erdoğan’ın hesaplarına uygun şekilde işleyecek güçlü bir başkanlığı içereceği görülüyor.

Mercan Doğan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 30. sayısında yayımlanmıştır.