Zor günler yaşadık, yaşıyoruz. Dört bir yanımız savaş. Üzerimize yağan bombalar, kıyıya vuran umutsuzluk, soframızın ortasına düşen havan topu, paramparça edilmiş çocuklarımız, mahsur bırakılmış yaşamlarımız, bileğimize takılan kelepçe, kafamıza dayanmış silah, boğazımızı sıkan el, vücudumuza yüklenmiş beden, görünmeyen emeğimiz, ağzımızdan alınan lokma; her yer kan, ter içinde, her yerde şiddet ve gözyaşı…
Topyekün bir savaşın içindeyiz.
Devlet, yok olalım istiyor; iktidar gözünü kırpmadan vahşice saldırıyor yaşamlarımıza; patron dişlerini gıcırdatıyor; erkek acımasızca vuruyor. Bu savaşta istedikleri, sindirmek, korkutmak, vazgeçirmek. Bu yüzden her yolu deniyorlar ve biliyorlar vazgeçmeyeceğimizi. Bildikleri için her geçen gün daha fazla saldırıyorlar.
Topyekün bir savaşın içindeyiz.
Özgürlüğe olan tutkumuz, kardeşliğe olan bağlılığımız, aklımıza bedenimize söz geçiremedikleri inancımız, korkutuyor onları. Çünkü biliyoruz biz hep bu savaşın içindeydik. Şimdi hangi iktidar gelirse gelsin başımıza, hangi yasa caydırabilirse yaptıklarımızdan, hangi erkek öfkesini kuşanıp da dikilirse karşımıza, hangi patron ekmeğimize el uzatırsa uzatsın biz direneceğiz. Barikatlarda direneceğiz, barikatların ardındaki yaşam için direneceğiz. Sokaklarda gece 3 için; meydanlarda halaylarımızla, horonlarımızla, sloganlarımızla haykırmak için direneceğiz. Fabrikalarda, atölyelerde insanca çalışmak için; derelerde, vadilerde doğamız için, tüm canlılar için direneceğiz. Tutsak düştüğümüz zindanlarda, kapatıldığımız okullarda direneceğiz.
Devletin, kapitalizmin ve ataerkinin biz kadınlara açtığı bu topyekün savaşı sona erdirebilmek için, yaşamı savunmak için sözün eyleme, eylemin söze dönüşmesi kaçınılmaz. Bizler Anarşist Kadınlar olarak; sözümüzle, eylemimizle direneceğiz.
Direnişin sesini yükseltmek için bütün kadınları 6 Mart’ta Kadıköy’e çağırıyoruz.
Meydan Gazetesi’nin 32. sayısında yayımlanmıştır.